Urfada yaşayan bir insan olarak kendimi bu memlekete borçlu hissediyorum: Yine Urfada yaşayan imkan sahibi herkes; bu memlekete borçludur. Buna inanan, bunun farkında olanlar, aralarındaki anlaşmazlıkları gidermek zorundadır.
Bunları gidermeden, yaşadığımız memlekete borcumuzu ödeyemeyiz. Bu borç yarın çocuklarımıza iyi bir Urfa bırakmamız için ödenmesi gerekli olan bir borçtur. Bu konuda aydınlarımız ve yöneticilerimiz özellikle sorumlu ve görevlidirler.
Tarih 10 Şubat 2007, Cumartesi. AK Parti Şanlıurfa Yerel Yönetimler Şurası toplantısı yapılıyor. Yerel Yönetimlerden sorumlu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Ergün konuşuyor: Toplumu devlet sopasıyla adam etme düşüncesi yanlıştır. Siyasette hizmet üretiyorsanız varsınız, laf üretiyorsanız yoksunuz.
AK Parti İl Başkanı Mehmet Ekinci de aynı toplantıda Yönetimde sadece söz ile dürüstlüğün yeterli olamayacağını, şeffaflığın da olduğunu, başkalarına bakıp ne kadar başarılı olduğumuzu değil, düne bakıp kendimizi ne kadar gelişme kaydettiğimize bakmak gerek. Yönetim biçiminde kapalı sistemde değil, açık sisteme geçmemiz gerektiğini bize başbakanımız söylüyor.
Fakıbaba, AK Partiden aday olamaz..
Başbakan Erdoğanın geçen ay partisine verdiği talimatla yerel seçim süreci başladı. Seçimler sonbahar da Anayasa referandumuyla birlikte mi yapılır, yoksa 2009 Martında mı o belli değil. Ama süreç başladı.. Şanlıurfada da süreç devam ediyor. AK Parti il teşkilatı, milletvekilleri ve genel merkezle koordineli, ciddi ve disiplinli bir çalışma içerisinde.
Benim şahsi kanaatim AK Partinin yeni bir belediye başkan adayı arayışı içerisinde olduğu yönünde.. Yerel yönetimlerdeki başarısıyla iktidara gelen, iktidarında yerel yönetimleri her yönüyle öne çıkarmaya çalışan AK Parti, Urfada belediyecilik alanında başarısız oldu. Sunduğu paket proje ve sınırsız desteklerine rağmen Şanlıurfadaki başarısızlığın nedeni A.E.Fakıbabadır.
2003 genel seçimlerinde AK Partinin Şanlıurfadaki %24lük oy oranını, 2004 yerel seçimlerinde %60a çıkarmasını Fakıbaba doğru okuyamadı. Oyların kaynağı olarak AK Partinin yükselişi ve DEHAPa karşı tepki oylarını değil, kişisel popüleritesine bağladı.
Ve daha ilk yıldan kendisini parti teşkilatının, belediye meclisinin, milletvekillerinin üzerinde gördü. Onların görüş ve isteklerini, iktidar alanına ve otoritesine müdahale saydı. Kendisine biat edenlerle ekip, uzlaşanlarla ittifak kurarak; belediye ve parti içerisinde kendi cephesini kurdu.
Belediyenin patronu olan Başkan, edindiği sınırsız güç ve iktidar sayesinde kısa zamanda cepheyi genişleterek Şehrin Kralı olduğunu düşünmeye başladı.. Bu erken dönemde kendisini frenleyen Vali Şemsettin Uzun ve Urfa gezisinde fırçasını yediği söylenen Başbakan Erdoğan oldu.
Geçen hafta sizlerle paylaştığım sözleri gibi bunu da inkar edebilir ama o dönemlerde sık sık Çok şe ederlerse partiden istifa ederim diyordu.
Fakıbabanın bu resti, direkt Ankaraya idi.. Urfa benimdir! havasındaydı
Bu havayla bizim kralcılar 2007 genel seçimlerinde Şanlıurfa milletvekili listesini AE.Fakıbaba yazacak diyorlardı:
Listeyi hazırlamak bir yana, ekibinden bir tek kişinin dahi listeye sokulmaması; Ankaranın Fakıbabaya verdiği net bir cevaptır.
AK Parti; kral değil, belediye başkanı istediğini son kez söylemiştir.
***
Fakıbaba AK Partiye rakip olamaz
Fakıbabanın başına kül elendi..
Bir insanı yüzüne karşı methetmek, hadisi şerifte o insanın başına kül serpmek şeklinde nitelendirilir. Şanlıurfada iktidarın belediye başkanı olarak Ahmet Fakıbaba aynı zamanda muhalefetsiz bir dört yıl geçirdi.
Birecikten hocası CHP Genel Saymanı ve Şanlıurfa milletvekili Mahmut Yıldızın duaları, CHP Merkez ilçe başkanı Osman Uluçun ŞUTİMdeki gayretleri, Eski CHPnin belediye başkan adayı, ANAVATANın yeni il başkanı Naci Satışın köprülü kavşak çalışmaları (her ne kadar siyaset ayrı, müteahhitlik ayrı denilse de) muhalefeti siyaset sahnesinde etkisiz bıraktı.
DP ve MHP zaten yerel siyasete seçimlere kadar zaman ve kadro tahsis etmeyi düşünmüyor. DTP ideolojik çalışmalara takılmış, politik düşünenler AK Parti teşkilatını kıskandıracak ölçüde belediyede kadrolaştı.
Güçsüz ve etkisiz yerel basının bir kısmı zaten giden ağam, gelen paşam havasında..
STKlarımızın da maşallahı var.. Belediye başkanıyla aynı fotoğraf karesinde yer almak, yada onun yakınında bulunmak ne gibi etkinliklere vesile oluyor, anlamakta güçlük çekiyorum.
Bu ortamda kim kendisini muhafaza edebilir.. Herkes Yaşa başkan diyor.. Başkan da Ya ya diyor..
Euro City bile olduk 6500 Euroya.. Sudan ucuz.. Şanlıurfa Avrupa Şehri!..
Muhalefet etmek AK Partililer ile benim başıma kaldı.
Ben rahatım, bildiklerimi gördüklerimi yazıyorum konuşuyorum.
Ama belediye meclis üyesi, teşkilat, milletvekili ve sıradan partili.. Ne yapsın? Yukarı tükürse bıyık, aşağısı sakal misali.. Aynı sıkıntı bürokraside de var.
Yerel seçim süreciyle birlikte bu sıkıntı ortadan kalktı. Şimdi hesap verme hesap sorma zamanı..
Parti de soracak, partili de, seçmen de.. Kraldan hesap soruluyor.
Ben kral değilim Allah partimden razı olsun, beni belediye başkanı yaptı. Allah razı olsun milletvekillerimizden. Bana hep yardımcı oluyorlar.. Allah razı olsun sayın Valimden, ne lütfederlerse.. Ben demokratım.. Basına saygılıyım.. Demokrasiye inanıyorum..
Son pişmanlık şarkıları..
***
Kıdemli ağabeylerimiz iş başında.. Kimi milletvekillerine yükleniyor, kimi valiye kimi bana..
Yanılıyorlar.. Yanlışı savunmaya çalışıyorlar..
Sevgili Bekir Şirinoğlu ağabeyim.. Türkiyenin gündeminde yerel seçimler var. Biz de çocuklarımızın geleceği, yarınların Şanlıurfası için bu süreci değerlendirelim. Projesi olan, Urfayı tanıyan, Urfayı ve Urfalıyı hor görmeyen, Urfayı sözde değil, yüreğinden seven bir Urfalı başkan adayı arayalım. Nabi olalım, dergahta uyaralım. İktidara, gücü rağbet etmeyelim, Halil İbrahimin bereketine inanalım. Karalama kampanyası değil, aydınlatma kampanyasında gazeteciler olarak sorumluluğumuzu yerine getirelim. Aksini yapmak Mantıksızlık ve iğrençlik değil midir?
ŞUTİMe sadece jeolojik açıdan bakıyorsun. DSİden niçin bakmıyoruz? Yıllardır karakoyunun lağım sularını Urfalılara yeşillik olarak yediriyorsunuz diyorduk. GAPın ilk sulama projesi geçen yıl tamamlandı. DSİ, 4-5 trilyon harcayıp Paşabağına temiz su getirdi. 1. Sınıf tarım arazisine biz binalar dikiyoruz.. Cumhuriyet caddesindeki Adliye binası, Özel idare binasının yapılması doğru değil. 30 Bin kişilik stadın zemini problem olur mu bilmiyorum.. Ama bu binaların yüz katı büyüklüğündeki ŞUTİM ve güney, güneydoğusunun imara açılması yanlış değil, cinayettir
Lütfen 10 Nisan 2006 tarihli Prof.Dr.Numan Tunanın kaleme aldığı Şanlıurfa Kent Bütünü ve Mücavir Alanlarına İlişkin Stratejik Planlama Çalışmaları Kentsel Uygulama Projeleri Değerlendirme Raporu-1i, 2yi belediye başkanımızdan rica et ve bir oku..
Orada belediyenin ücret verdiği bir düzine profesör, doçent, şehir planlamacısı ve uzmanın görüşleri, önerileri var.. Bu insanlar Şutimin güneyinin ve doğusunun imara açılmasını tartışıyorlar. Bu insanlar otogar yeri olarak da Diyarbakır-Adıyaman kavşağındaki otoban çıkışını düşündüklerini söylüyorlar.. Dalgeçlerin anlamsızlığının altını çiziyorlar, yazıktır, günahtır yapmayın diyorlar.. Belediyemiz soruyor, aldığı cevabın tersini yapıyor..
Bu sevda değil, melankolidir.
1000 Yıllık Eyyubi, Akkoyunlu, Karakoyunlu, Selçuklu çarşılarını, pazarlarını, evlerini, camilerini, sokaklarını arşınladığımız Urfanın belediye başkanı değil 50 yıl sonrasını, 20 yıl sonrasını bile bize çok görüyor.. Şehir bekleyemez diyor.. Nerdeyse bir ip atıp Osmanbey kampusünü, hipodrumu, Bahçivan mezarlığını ve aradakileri Sırrına doğru çekelim.. Havalimanına da bir ip çekelim, onu da Karaköprü yanına getirelim diyecek..
Gözünü seveyim Bekir abi.. Yazının son parağrafının ilk iki satırına katılıyorum. Gerisini söylediğim rapor ışığında yeniden değerlendirmeni rica ediyorum.
***
Fakıbaba gerçeği! başlıklı yazısıyla Şanlıurfadaki yerel seçim sürecine bir katkıyı da Sevgili Bülent Okudan ağabeyim yaptı.. Kısıtlı bilgilerle yaptığını düşündüğüm değerlendirmelerinin yarısına katılmıyorum. Başbakan Erdoğanın samimiyeti konusunda kuşkusu olmasın. Ama İstanbulun eski belediye başkanı olan Erdoğanın belediyecilikteki başarı ölçüsüyle Fakıbabayı bir daha değerlendirsin.. En basitinden AK Parti hükümetinin Türkiyenin şehirlerini gecekondulardan temizlemeyi hedefleyen Kentsel dönüşüm hamlesi konusunda %80i gecekondu olan Şanlıurfada belediyenin ne yaptığına baksın..
Belediyemiz Eyyübiye, Devteşti, Kalkandaki, Topdağındaki gecekondu sokaklarına parke döşemekle, buraların çöpünü temizlemekle övünüyor.. Yer mi bunu Erdoğan!
81 Vilayet içerisinde parayla gecekondu arsası satan tek belediye, Şanlıurfa Belediyesi..
Tamam yiğidi öldürmeyelim.. Hakkını teslim edelim.. 500 Yataklı Devlet Hastanesi dev kompleksiyle Şanlıurfaya şehircilik alanında yeni bir boyut kattı.. Yeni Adliye Sarayımız yine şehrimize bir boyut kattı.. DSİden Allah razı olsun.. Nikah salonumuzu belediye ve cami altından kurtardı. Vakıflar Müdürlüğü sağ olsun.. Mevlevihane projesi tarihi şehrimize yeni bir katkı oldu. Tedaşın direkleri söküp, iletim hatlarını yer altına alması, karayollarının katkısı.. Maliye, SSK başta olmak üzere bütün resmi kurumların belediyeye katkıları.. Sağolsun Valimiz himmet etti, Karaköprü Çevik kuvvet yolu ve Çevik Kuvvet Sırrın yollarını yaptı. Şehrimiz tankerlerden, kamyon ve tırlardan kurtuldu. Yapılanları ve belediyenin yaptırmadıklarıyla uzatmayayım şimdi..
Vekillere yönelik çağrına gelince.. Çağrına yürekten katılıyorum. Çıkın mertçe konuşun. Kim niçin gocunuyor hep birlikte görelim. Kim rantçı, kim ihaleci, kim kadrocu belli olsun. Bir ay öncesinden temizlik ihalesi Albayraklara verilecek diyordunuz, Belediye Başkanı ihale gününe kadar bilmiyordum, tanımıyordum dedi. Çık sözünü söyle. İlaç ihalesinde Ayşe hanım varmış, Mehmet bey sonradan gelmiş.. Kayseride mütahit firmanın konuğu olunmuş. Şu vekil yeşil alan arsasına imar için bastırıyor, bu vekil ihale için belediyeye sıkıştırıyor. Milletvekilleri ağızlarını açmış Urfayı yiyecekler. Fakıbaba Urfayı koruyor Bunları kulislerde değil, artık meydanda konuşma zamanı..
Gazeteci olarak araştırma ve soruşturmamız zorunuza gidiyor.
2008
Gap Gündemi
Bunları gidermeden, yaşadığımız memlekete borcumuzu ödeyemeyiz. Bu borç yarın çocuklarımıza iyi bir Urfa bırakmamız için ödenmesi gerekli olan bir borçtur. Bu konuda aydınlarımız ve yöneticilerimiz özellikle sorumlu ve görevlidirler.
Tarih 10 Şubat 2007, Cumartesi. AK Parti Şanlıurfa Yerel Yönetimler Şurası toplantısı yapılıyor. Yerel Yönetimlerden sorumlu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Ergün konuşuyor: Toplumu devlet sopasıyla adam etme düşüncesi yanlıştır. Siyasette hizmet üretiyorsanız varsınız, laf üretiyorsanız yoksunuz.
AK Parti İl Başkanı Mehmet Ekinci de aynı toplantıda Yönetimde sadece söz ile dürüstlüğün yeterli olamayacağını, şeffaflığın da olduğunu, başkalarına bakıp ne kadar başarılı olduğumuzu değil, düne bakıp kendimizi ne kadar gelişme kaydettiğimize bakmak gerek. Yönetim biçiminde kapalı sistemde değil, açık sisteme geçmemiz gerektiğini bize başbakanımız söylüyor.
Fakıbaba, AK Partiden aday olamaz..
Başbakan Erdoğanın geçen ay partisine verdiği talimatla yerel seçim süreci başladı. Seçimler sonbahar da Anayasa referandumuyla birlikte mi yapılır, yoksa 2009 Martında mı o belli değil. Ama süreç başladı.. Şanlıurfada da süreç devam ediyor. AK Parti il teşkilatı, milletvekilleri ve genel merkezle koordineli, ciddi ve disiplinli bir çalışma içerisinde.
Benim şahsi kanaatim AK Partinin yeni bir belediye başkan adayı arayışı içerisinde olduğu yönünde.. Yerel yönetimlerdeki başarısıyla iktidara gelen, iktidarında yerel yönetimleri her yönüyle öne çıkarmaya çalışan AK Parti, Urfada belediyecilik alanında başarısız oldu. Sunduğu paket proje ve sınırsız desteklerine rağmen Şanlıurfadaki başarısızlığın nedeni A.E.Fakıbabadır.
2003 genel seçimlerinde AK Partinin Şanlıurfadaki %24lük oy oranını, 2004 yerel seçimlerinde %60a çıkarmasını Fakıbaba doğru okuyamadı. Oyların kaynağı olarak AK Partinin yükselişi ve DEHAPa karşı tepki oylarını değil, kişisel popüleritesine bağladı.
Ve daha ilk yıldan kendisini parti teşkilatının, belediye meclisinin, milletvekillerinin üzerinde gördü. Onların görüş ve isteklerini, iktidar alanına ve otoritesine müdahale saydı. Kendisine biat edenlerle ekip, uzlaşanlarla ittifak kurarak; belediye ve parti içerisinde kendi cephesini kurdu.
Belediyenin patronu olan Başkan, edindiği sınırsız güç ve iktidar sayesinde kısa zamanda cepheyi genişleterek Şehrin Kralı olduğunu düşünmeye başladı.. Bu erken dönemde kendisini frenleyen Vali Şemsettin Uzun ve Urfa gezisinde fırçasını yediği söylenen Başbakan Erdoğan oldu.
Geçen hafta sizlerle paylaştığım sözleri gibi bunu da inkar edebilir ama o dönemlerde sık sık Çok şe ederlerse partiden istifa ederim diyordu.
Fakıbabanın bu resti, direkt Ankaraya idi.. Urfa benimdir! havasındaydı
Bu havayla bizim kralcılar 2007 genel seçimlerinde Şanlıurfa milletvekili listesini AE.Fakıbaba yazacak diyorlardı:
Listeyi hazırlamak bir yana, ekibinden bir tek kişinin dahi listeye sokulmaması; Ankaranın Fakıbabaya verdiği net bir cevaptır.
AK Parti; kral değil, belediye başkanı istediğini son kez söylemiştir.
***
Fakıbaba AK Partiye rakip olamaz
Fakıbabanın başına kül elendi..
Bir insanı yüzüne karşı methetmek, hadisi şerifte o insanın başına kül serpmek şeklinde nitelendirilir. Şanlıurfada iktidarın belediye başkanı olarak Ahmet Fakıbaba aynı zamanda muhalefetsiz bir dört yıl geçirdi.
Birecikten hocası CHP Genel Saymanı ve Şanlıurfa milletvekili Mahmut Yıldızın duaları, CHP Merkez ilçe başkanı Osman Uluçun ŞUTİMdeki gayretleri, Eski CHPnin belediye başkan adayı, ANAVATANın yeni il başkanı Naci Satışın köprülü kavşak çalışmaları (her ne kadar siyaset ayrı, müteahhitlik ayrı denilse de) muhalefeti siyaset sahnesinde etkisiz bıraktı.
DP ve MHP zaten yerel siyasete seçimlere kadar zaman ve kadro tahsis etmeyi düşünmüyor. DTP ideolojik çalışmalara takılmış, politik düşünenler AK Parti teşkilatını kıskandıracak ölçüde belediyede kadrolaştı.
Güçsüz ve etkisiz yerel basının bir kısmı zaten giden ağam, gelen paşam havasında..
STKlarımızın da maşallahı var.. Belediye başkanıyla aynı fotoğraf karesinde yer almak, yada onun yakınında bulunmak ne gibi etkinliklere vesile oluyor, anlamakta güçlük çekiyorum.
Bu ortamda kim kendisini muhafaza edebilir.. Herkes Yaşa başkan diyor.. Başkan da Ya ya diyor..
Euro City bile olduk 6500 Euroya.. Sudan ucuz.. Şanlıurfa Avrupa Şehri!..
Muhalefet etmek AK Partililer ile benim başıma kaldı.
Ben rahatım, bildiklerimi gördüklerimi yazıyorum konuşuyorum.
Ama belediye meclis üyesi, teşkilat, milletvekili ve sıradan partili.. Ne yapsın? Yukarı tükürse bıyık, aşağısı sakal misali.. Aynı sıkıntı bürokraside de var.
Yerel seçim süreciyle birlikte bu sıkıntı ortadan kalktı. Şimdi hesap verme hesap sorma zamanı..
Parti de soracak, partili de, seçmen de.. Kraldan hesap soruluyor.
Ben kral değilim Allah partimden razı olsun, beni belediye başkanı yaptı. Allah razı olsun milletvekillerimizden. Bana hep yardımcı oluyorlar.. Allah razı olsun sayın Valimden, ne lütfederlerse.. Ben demokratım.. Basına saygılıyım.. Demokrasiye inanıyorum..
Son pişmanlık şarkıları..
***
Kıdemli ağabeylerimiz iş başında.. Kimi milletvekillerine yükleniyor, kimi valiye kimi bana..
Yanılıyorlar.. Yanlışı savunmaya çalışıyorlar..
Sevgili Bekir Şirinoğlu ağabeyim.. Türkiyenin gündeminde yerel seçimler var. Biz de çocuklarımızın geleceği, yarınların Şanlıurfası için bu süreci değerlendirelim. Projesi olan, Urfayı tanıyan, Urfayı ve Urfalıyı hor görmeyen, Urfayı sözde değil, yüreğinden seven bir Urfalı başkan adayı arayalım. Nabi olalım, dergahta uyaralım. İktidara, gücü rağbet etmeyelim, Halil İbrahimin bereketine inanalım. Karalama kampanyası değil, aydınlatma kampanyasında gazeteciler olarak sorumluluğumuzu yerine getirelim. Aksini yapmak Mantıksızlık ve iğrençlik değil midir?
ŞUTİMe sadece jeolojik açıdan bakıyorsun. DSİden niçin bakmıyoruz? Yıllardır karakoyunun lağım sularını Urfalılara yeşillik olarak yediriyorsunuz diyorduk. GAPın ilk sulama projesi geçen yıl tamamlandı. DSİ, 4-5 trilyon harcayıp Paşabağına temiz su getirdi. 1. Sınıf tarım arazisine biz binalar dikiyoruz.. Cumhuriyet caddesindeki Adliye binası, Özel idare binasının yapılması doğru değil. 30 Bin kişilik stadın zemini problem olur mu bilmiyorum.. Ama bu binaların yüz katı büyüklüğündeki ŞUTİM ve güney, güneydoğusunun imara açılması yanlış değil, cinayettir
Lütfen 10 Nisan 2006 tarihli Prof.Dr.Numan Tunanın kaleme aldığı Şanlıurfa Kent Bütünü ve Mücavir Alanlarına İlişkin Stratejik Planlama Çalışmaları Kentsel Uygulama Projeleri Değerlendirme Raporu-1i, 2yi belediye başkanımızdan rica et ve bir oku..
Orada belediyenin ücret verdiği bir düzine profesör, doçent, şehir planlamacısı ve uzmanın görüşleri, önerileri var.. Bu insanlar Şutimin güneyinin ve doğusunun imara açılmasını tartışıyorlar. Bu insanlar otogar yeri olarak da Diyarbakır-Adıyaman kavşağındaki otoban çıkışını düşündüklerini söylüyorlar.. Dalgeçlerin anlamsızlığının altını çiziyorlar, yazıktır, günahtır yapmayın diyorlar.. Belediyemiz soruyor, aldığı cevabın tersini yapıyor..
Bu sevda değil, melankolidir.
1000 Yıllık Eyyubi, Akkoyunlu, Karakoyunlu, Selçuklu çarşılarını, pazarlarını, evlerini, camilerini, sokaklarını arşınladığımız Urfanın belediye başkanı değil 50 yıl sonrasını, 20 yıl sonrasını bile bize çok görüyor.. Şehir bekleyemez diyor.. Nerdeyse bir ip atıp Osmanbey kampusünü, hipodrumu, Bahçivan mezarlığını ve aradakileri Sırrına doğru çekelim.. Havalimanına da bir ip çekelim, onu da Karaköprü yanına getirelim diyecek..
Gözünü seveyim Bekir abi.. Yazının son parağrafının ilk iki satırına katılıyorum. Gerisini söylediğim rapor ışığında yeniden değerlendirmeni rica ediyorum.
***
Fakıbaba gerçeği! başlıklı yazısıyla Şanlıurfadaki yerel seçim sürecine bir katkıyı da Sevgili Bülent Okudan ağabeyim yaptı.. Kısıtlı bilgilerle yaptığını düşündüğüm değerlendirmelerinin yarısına katılmıyorum. Başbakan Erdoğanın samimiyeti konusunda kuşkusu olmasın. Ama İstanbulun eski belediye başkanı olan Erdoğanın belediyecilikteki başarı ölçüsüyle Fakıbabayı bir daha değerlendirsin.. En basitinden AK Parti hükümetinin Türkiyenin şehirlerini gecekondulardan temizlemeyi hedefleyen Kentsel dönüşüm hamlesi konusunda %80i gecekondu olan Şanlıurfada belediyenin ne yaptığına baksın..
Belediyemiz Eyyübiye, Devteşti, Kalkandaki, Topdağındaki gecekondu sokaklarına parke döşemekle, buraların çöpünü temizlemekle övünüyor.. Yer mi bunu Erdoğan!
81 Vilayet içerisinde parayla gecekondu arsası satan tek belediye, Şanlıurfa Belediyesi..
Tamam yiğidi öldürmeyelim.. Hakkını teslim edelim.. 500 Yataklı Devlet Hastanesi dev kompleksiyle Şanlıurfaya şehircilik alanında yeni bir boyut kattı.. Yeni Adliye Sarayımız yine şehrimize bir boyut kattı.. DSİden Allah razı olsun.. Nikah salonumuzu belediye ve cami altından kurtardı. Vakıflar Müdürlüğü sağ olsun.. Mevlevihane projesi tarihi şehrimize yeni bir katkı oldu. Tedaşın direkleri söküp, iletim hatlarını yer altına alması, karayollarının katkısı.. Maliye, SSK başta olmak üzere bütün resmi kurumların belediyeye katkıları.. Sağolsun Valimiz himmet etti, Karaköprü Çevik kuvvet yolu ve Çevik Kuvvet Sırrın yollarını yaptı. Şehrimiz tankerlerden, kamyon ve tırlardan kurtuldu. Yapılanları ve belediyenin yaptırmadıklarıyla uzatmayayım şimdi..
Vekillere yönelik çağrına gelince.. Çağrına yürekten katılıyorum. Çıkın mertçe konuşun. Kim niçin gocunuyor hep birlikte görelim. Kim rantçı, kim ihaleci, kim kadrocu belli olsun. Bir ay öncesinden temizlik ihalesi Albayraklara verilecek diyordunuz, Belediye Başkanı ihale gününe kadar bilmiyordum, tanımıyordum dedi. Çık sözünü söyle. İlaç ihalesinde Ayşe hanım varmış, Mehmet bey sonradan gelmiş.. Kayseride mütahit firmanın konuğu olunmuş. Şu vekil yeşil alan arsasına imar için bastırıyor, bu vekil ihale için belediyeye sıkıştırıyor. Milletvekilleri ağızlarını açmış Urfayı yiyecekler. Fakıbaba Urfayı koruyor Bunları kulislerde değil, artık meydanda konuşma zamanı..
Gazeteci olarak araştırma ve soruşturmamız zorunuza gidiyor.
2008
Gap Gündemi