banner2
Öne Çıkanlar Urfa Balıklıgöl haber Sanlıurfa Nicolò Zaniolo

Son aylarda aralıksız devam eden şiddet olaylarının toplum üzerindeki etkileri hakkında değerlendirmelerde bulunan Eğitimci Sosyolog Vahit Eser, çatışmaların beraberinde ağır bedeller getirmekte olduğunu belirtti.

Şiddetin özellikle odağında yer alan insanları üzdüğünü dile getiren Eğitimci Sosyolog Eser, “Bu şiddetin böyle devam etmesi ciddi anlamda toplumsal bir travmaya yer açacaktır.   Şiddet karşısında bütün aileler derin üzüntü içerisindedirler. Bunu aklımızdan çıkarmayalım mutlak surette ‘Şiddet şiddeti doğurur, kan kanla temizlenmez’ hep öteden beri atalarımız bizlere bunu tavsiye etmiştir. Bunu anlamamız lazım.Toplumsal hayatımıza aile, çocuklarımıza ve nesillerimize bunu anlatmamız lazım ve onlara miras bırakmamız lazım.” dedi.

Çatışmalarda en çok zararı bayan, çocuk ve ihtiyarların ödediğine dikkat çeken Eser, “Düşünün bir anne baba çocuğunu ilk çocukluk evresinden ergenlik dönemine kadar yetiştirir. Aile terbiyesi, dini eğitimleriyle, kültürüyle ve toplumsal değerleriyle belli bir aşamaya taşır ve tam artık o çocuğun üretken olmaya başladığı çağda birileri tarafından imha edilsin. Bir anne baba olarak empati yapalım ve o anne babanın durumunu müşahede edelim. Bunun tarifi imkânsız bir acıya dönüşmesi elbette ki dramatik olur.” ifadelerini kullandı.

“Hiçbir şekilde etkisinde kalınan şiddet olayları miminize edilemez”

Şiddet olaylarının olumlu yönlerinin olmadığına vurgu yapan Eser devamla, “Kimi zaman haberler karşısında ağlayan insanları görüyoruz. Bombalama ve bölgede meydana gelen şiddet hadiseleri mutlak surette bireysel, toplum ve aile olarak kişileri toplumu etkiler. Hiçbir şekilde etkisinde kalınan şiddet olayları miminize edilemez. Mutlak surette şiddetli çatışmalar halk üzerinde olumsuz etki bırakmıştır. Bunun olumlu yönlerini sıralayan insanları göremezsiniz.” şeklinde değerlendirmede bulundu.

Çatışmalara kadın ve çocukların karar vermediğini söyleyen Eser, kadın ve çocukların çatışmalarda en ağır bedeli verdiğinin altını çizdi.

Bombaların patladığı bir ortamda çocuğun etkilenmesi önlenemez

Eser daha sonra, “Her anne baba çocuklarını güzel yetiştirmek için çaba sarf eder. Ama birde bunun zıddını düşünün. Çocukların savaş ortamında yetiştiğini düşünün. Çocuklar mutlak suretle sorgulayıcı bir anlayış taşırlar.  Bombaların patladığı bir ortamda çocuğunun etkilenmemesini önleyebilir misin? Yeri gelince bu savaş psikolojisini de çocukların anlayabileceği bir dilde hikâyeleştirerek anlatmamızda fayda olacağını düşünüyorum.” şeklinde devam etti.

“Çatışmaları şehre taşıyan PKK’nin, kendini sorgulaması lazım”

Kırsal bölgelerde yaşanan çatışmaların şehirlere taşınmasına da değinen Eser, “Son zamanlarda bölgemizde cereyan eden ve şehirlere taşınan bu savaş ciddi anlamda toplumsal bir buhrana sebebiyet vereceğini ifade etmek istiyorum. Biran önce yetkililerin çözüm bulması gerekir. Bu çatışmaları şehre taşıyan PKK’nin, kendini sorgulaması lazım. Eğer devlet şehre taşımışsa onun da kendini sorgulaması lazım. Toplumu daha fazla ayrıştırıcı tutum ve davranışlardan uzak durulması lazım.  Bu çatışmaların acımasız yüzü bu güne kadar kırsal kesimde devam etti. Bu savaş böyle devam edecekse bilelim ki durumumuz Suriye, Irak, Libya gibi olacaktır.” uyarılarında bulundu.

“Mezopotamya coğrafyası medeniyetin coğrafyasıdır”

Çatışmanın bir mantık ve hukukunun olması gerektiğine dikkat çeken Eser, “Netice de savaş genelgesine baktığımızda savaşın kuralları yazılıdır.  Toplumun zarar görmemesi, savaşa müdahil olmayanların insanların etkilenmemesi lazım. İslam savaş hukukuna bakıldığı zaman Peygamber Efendimizin (sav) çok güzel öğretileri vardır. Mezopotamya coğrafyası medeniyetin coğrafyasıdır. Peygamberlerin coğrafyasıdır. Bugün bu bölge medeniyetsiz ve canavarlaşan bir bölgeye dönüşüyorsa herkes kendini sorgulamalıdır. Suriye’de burada insanların ölmüş olması Avrupalıların umurunda mı ki?” ifadelerine yer verdi.

Çatışmaların olduğu ortamda akıl ve insanlığın yok olacağı uyarısında bulunan Eser son olarak, “Çatışan taraflar hiçbir zaman mantıkla hareket etmez. Onlar duygularıyla hareket eder. Duygumu nasıl tatmin edebilirim hesabıyla kalkışır. Eğer biz bu coğrafyayı kan ve gözyaşına çevirmek istemiyorsak, bütün insanlar başta toplumun öncüleri olan âlimler, STK’lar, maddi ve manevi alanda çalışan sendikalarımıza büyük sorumluluk düşüyor.  İnşallah herkes sorumluğun bilinciyle hareket eder, çıkan bu hadiselere bir el uzatır ve hep birlikte savaşan tarafa sükûnet çağrısında bulunurlar.” ifadelerini kaydetti. (M.Hüseyin Temel / Mustafa Kaynak - İLKHA)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.