banner2
Öne Çıkanlar Eyyübiye Belediyesi Teknik Direktör Cihat Arslan Taşlıdere Şanlıurfalı Belediye

Bölgedeki Tüm Dinamikler Dikkate Alınmalı!

Urfalılar, bölgenin selameti için Çözüm Sürecinin formatlanarak sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.

Suriye’de yaşanan gelişmeler ve bölge halkının umutla beklediği çözüm sürecinin sona erme noktasına gelmesi herkesi olduğu gibi Urfa halkını da etkilemiş görünüyor. Yaklaşık 11 bin yıllık bir geçmişe sahip olan Peygamberler şehri Urfa, dindarlığı ve misafirperverliği bir de sakinliğiyle öne çıkan bir kent. Urfa, aynı zamanda değişik inanç ve milletlerin bir arada kardeşçe yaşadığı bir huzur kenti olarak biliniyor.

Yıllardır bölgede yaşanan şiddet olaylarına rağmen sakin olan kentte son günlerde yaşanan şiddet olayları bahane edilerek diğer birçok ilde olduğu gibi algılar üzerinden toplum kamplaştırılmaya çalışılıyor. Yıllarca Türk-Kürt düşmanlığı üzerinden rant devşiren gizli bir el bu sefer aynı yöntemle Kürt-Arap düşmanlığını körüklemeye çalışıyor.

Özellikle sosyal medya üzerinden oluşturulan canlı bomba algısı halkı tedirgin ediyor. Son günlerde yaşananları sorduğumuz Urfa halkı, toplumu kamplaştırma çabalarına tepki göstererek eskiden olduğu gibi huzurlu bir kent olarak anılmak istiyor.

“Urfa ‘Peygamberler Şehri’ bir barış ve kardeşlik şehridir”

Son günlerde yaşanan gelişmeleri sorduğumuz Doğu-Batı Kardeşlik Platformu Doğu Sekretaryası Abdullah Göçmez, ‘Urfa Üstat Bediüzzaman'ın ifadesi ile 'taşıyla toprağıyla mübarek bir şehirdir'diyor.

Yine Üstad'ın Urfa için 'Hem Türkistan’ın hem Kürdistan'in hem de Arabistan’ın merkezidir.’ sözünü hatırlatan Göçmez, Urfa’nın hem Türk hem Kürt hem de Arapların kardeşçe birlikte yaşadığı bir kent olduğunu anlatıyor.

Barış adına umutlu görünen Göçmez, şöyle devam ediyor: “Urfa. Hz Eyyüb'ün sabrı, Hz. İsmail’ in teslimiyeti ve Hz. İbrahim’in hakka bağlılık düsturuyla donatılmış ve 500 bin Suriyeli kardeşine gönlünü, kapısını, sofrasını açmış gerçek bir cömertlik ve Ensar şehridir. Bu güzel vasıflara sahip bir şehirde hiç kardeş kavgası olur mu? İnsanımız ilhamını Hz. Eyüp’ten ve Hz. İbrahim’den alır Bediüzzamanları, Selahaddinleri, Hayati Harranileri takip eder. Bu kadim şehir bir huzur ve kardeşlik merkezi olmaya devam edecektir.”

“Çözüm süreci yanlış politikalara kurban ediliyor”

Seyfettin Gündüz ise, çözüm sürecinde tarafların samimiyetsizliğine vurgu yapıyor. Çözüm sürecini tekrar kavga etmek isteyen iki tarafın dinlenmek için oluşturdukları süreç olarak adlandıran Gündüz, süreç boyunca yapılan hazırlıkları da buna örnek gösteriyor.

Yürütülen sürecin yanlış politikalara kurban edildiğini belirten Gündüz, Başbakan Davutoğlu’nun yaşanan çatışmaların ardından yeni bir süreç adına bölgede söz sahibi STK’lar yerine sadece fazla bir tabanı olmayan STK’larla görüşmesini de eleştiriyor ve soruyor: ‘Tekrar oyalanıyor muyuz?’

“Urfa halkına rağmen birileri olay çıkarıyor”

Sakin bir kent olarak bilinen Urfa üzerinde son günlerde birilerinin bilinçli bir şekilde oyun oynamaya çalıştığını ifade eden Gündüz, şöyle devam ediyor: “Yıllardır muhafazakâr ve siyasi olayların yaşanmadığı bir şehir olan Urfa halkı aniden kendini siyasi kargaşanın içinde buldu. Bana sorarsanız bu olayları Urfalılar mı yapıyor? Hayır. Peki, kim yapıyor? Belli değil. Yani Urfa halkına rağmen olaylar oluyor tıpkı Suriye halkına rağmen Suriye’de olayların olduğu gibi.”

“Yolda giden halkın kamyonunu, TIR’ını yakıyorlar, yazık değil mi?”

Güneşin kavurucu sıcaklığına rağmen çocuklarının rızkını kazanmak için arabaların altına uzanarak araba tamiri yapan tamirci ustası Lokman Tekbalık, ilk önce ‘ben siyasete karışmam’ diyerek konuşmak istemiyor.

Sonrasında ısrarlı sorularımıza dayanamayarak isim vermeden başlıyor konuşmaya: “Çözüm sürecinde ortalık sakin olmuştu. Ama rahatlık yaramıyor onlara (PKK). Biz istedik ki kavga olmasın, savaş olmasın, iyilik olsun, güzellik olsun ama maalesef buna izin vermediler. Bunlar rahatlık istemiyorlar.”

Halka ait olan araçların yakılmasına da tepki gösteren Tekbalık, “Yolda giden halkın kamyonunu, TIR’ını yakıyorlar. Yazık değil mi? Bu adam ne emekle almış bu aracını? Niye yakıyorsun? Hı. Bu insanlar sana ne yapmış? Bunlara rahatlık yaramaz.” diyerek yaşananlardan duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor.

“İslamsız bir çözüm süreci asla başarılı olamaz”

Şanlıurfa tarihi üzerinde araştırmalar yapan Araştırmacı-Yazar Mehmet Fethi Göktepe ise süreçte izlenen yolun yanlış olduğunu dile getiriyor ve ekliyor: “Eğer birçok kesim muhatap alınıp süreç başlatılmış olsaydı bugün bu duruma gelinmezdi. Ankara’da, İstanbul’da seçilen akil insanlar yemeklerde, toplantılarda oturdu bu bölgeye çözüm bulmaya çalıştı. Bölgenin gerçek sahipleri, barış, huzur isteyenlerle oturup neler yapabiliriz, neler yaparsak bu kardeşlik devam eder? Diye konuşulması gerekirdi. Bizim temel almamız gereken şey İslam’dı. Sürece İslam’ı katmadığımız için asla muvaffak olamayız.”

Derneklerinin isminden dolayı insanlar tarafından çoğu zaman ırkçı bir dernek olarak algılanmasının verdiği üzüntüyle konuşan Arap-Der Başkanı Şükrü Kırboğa, ırkçılığı ümmeti parçalayan bir virüs olarak nitelendiriyor.

Kırboğa, ümmetin içerisinde bulunduğu parçalanmışlığın her geçen gün işgal altındaki Kudüs’ün kurtarılmasını güçleştirdiğini belirtse de daha sonra ümitle İslam topraklarının mutlaka bir gün kurtarılacağına inandığını söylüyor.

“PKK ve HDP adeta ateşe benzin döküyor”

Konu barış sürecine geldiğinde HDP’yi eleştiren Kırboğa, hem PKK’nin hem de HDP’nin bu konuda gerekli adımları atmadığını belirtiyor ve ekliyor: “HDP Türkiyelileşmek istiyor o zaman üç adım atman lazım gerekirse on adım at çünkü söz konusu senin halkın… Ama öyle bir ortamla karşı karşıya kaldık ki adam adeta ateşe benzin döküyor.”

Çözüm sürecinin eksik yürütüldüğünü belirten Kırboğa, bu eksiklikleri hem Akil adamlara hem de bizzat başbakana ilettiğini ama buna rağmen herhangi bir adımın atılmadığını sonuçta da süreç dışında kalan kesimlerin ezildiğini söylüyor.

“Barış süreci tekrar formatlanmalıdır”

‘Barış süreci tekrar formatlanmalıdır’ diyen Kırboğa, son olarak şu uyarıyı yapıyor: “Daha önce söyledik tekrar söylüyoruz. Eğer bu bölgede bir barış yapılacaksa tüm halkla yapılmalıdır. Eğer birisi ön plana çıkarılarak diğerleri ötekileştirilirse maalesef bu iş yürümez. Çünkü biz sahada onların egemen tavırlarıyla karşılaşıyoruz. O yüzden ümmetin ve bölgenin selameti için barış süreci tekrar formatlanmalıdır ve devam etmelidir.”

Tüm bu yaşanan olaylara rağmen Urfa halkı, umudunu yitirmiş değil. Yıllarca tüm farklılıklara huzur içinde yaşayan Urfa, bundan sonra da barış ve güven içinde yaşamak istiyor.  (Osman Gülebak - İLKHA)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.