banner2
Öne Çıkanlar Urfa Urfa Haber Sanlıurfa Gaziantep Akçakale

“Basın özgürlüğü konusunda çok büyük problemler var”

Gazetecilerin yılın sadece bir günü değil, diğer günlerinin de her zaman hatırlanması gerektiğinin altını çizen Gülebak, öncelikle insanların kendi fikirleri doğrultusunda yasal çerçevede Cemiyet, Dernek kurmalarının kendi hakları olduğunu ve bu konuda Şanlıurfa’da basın adına kurulmuş olan kurumların bir araya gelmesi gerektiğini düşündüklerini dile getirdi.

Çalışan Gazeteciler Gününü kutlayan Gülebak, “Gerçekten yıl içerisinde kendilerine sıkıntı çıkartılan, keyfi muamelelerde tabi tutulan gazetecilerin yetkililer tarafından sadece bir gün hatırlanarak onlara birkaç satırlık mail atılmasını biz doğru bulmuyoruz. Tabi ki önemlidir o insanların mail atması. Gazetecilerin o günü kutlamasını anlamlı buluyoruz, fakat bu yeterli değildir. Gazeteciler gününde yapılan muamelenin yılın her gününde yapılmasını biz bekliyoruz. Yani onlara tanınan hukuki hakların iade edilmesini, önündeki sıkıntıların giderilmesini bu günün sadece bir güne sığdırılarak geçirilmemesi gerektiğine inanmaktayız.” şeklinde konuştu.  

 

Basın mensuplarının medya etiği olan gazetecilik ilkelerine uymalarını gerektiren sebeplerinin olduğunu dile getiren Gülebak, “Medya etiğine uygun hareket etmeyen basın mensupları olduğu sürece, bizim basının değeri gerçekten çok düşük seviyede olacaktır. Basın mensuplarının, medya etiği dediğimiz gazetecilik ilkelerine uymalarını gerektiren bazı sebepler olmalıdır. Bir insan kalbinde Allah korkusu taşımıyor ise, o insanın bazı ilkelere bağlı kalması tartışılır. O yüzden sağlıklı bireylerin yetişmesi lazım. Kalbinde Allah korkusu olan gazeteciler yetişir ise, bahsetmiş olduğumuz sıkıntılar ortadan kalkar. Gazeteciler Medya etiği dediğimiz kurallara uymadığı zaman, bir kurumun veya bir iş yerinin veya bir siyasi partinin veya farklı bir kesimin rızasını kazanmak için onların vermiş olduğu bazı durumlardan faydalanmak için haber yaptığını görebiliyoruz. ”ifadelerinin kulandı.

 

Basın özgürlüğü konusunda çok büyük problemlerin olduğuna dikkat çeken Gülebak, “İşte bunun için sağlıklı bireyler dediğimiz Allah’ın korkusunu taşıyan insanlar yetiştirdiğimiz zaman belki de gazetecilerin yetiştiği ortam ile ilgili bu durum da masaya yatırılabilir. Bu gün ülkemizde maalesef gazetecilerin tam sağlıklı yetiştiği bir ortam biz göremiyoruz. Bu gün Üniversitelerden bahsediyoruz. Maalesef üniversiteyi bitirmiş birçok insanın elinde diploması var ama, gelip gazetecilik yapmaya başladığı zaman, o insanın tam manasıyla gazetecilik yapmadığını biz görüyoruz. Tabi ki bu işi öğrenmiş kendisini yetiştirmiş insanlar var ama, genellikle baktığımız zaman üniversiteler bu gün sağlıklı gazeteciler yetiştirdiğini göremiyoruz.” dedi.  

 

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününe  de değinen Gülebak,  “Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ama, gerçekten basın özgürlüğü konusunda çok büyük problemler vardır. Yani bu gün kurumlar, amirler, yetkili kişiler kendi istekleri konusunda haber yapmayan kendi istedikleri kabul ettiremedikleri kurumlara ve basın mensuplarına sürekli engelleyicidir.” ifadelerini kullandı.

 

İnsanların kendi fikirleri doğrultusunda yasal çerçevede Cemiyet ve Dernek kurmalarının hakları olduğunu belirten Gülebak, “Bir insan bağlı olduğu cemiyette kendisinin temsil edilmediğini düşünebilir. Haklı olarak kendisine ayrı bir cemiyet açma gibi bir özgürlüğe sahiptir. Şanlıurfa’da var olan Cemiyetler bu güne kadar kendisine üye olan basın mensupları için neler yaptılar? Bu Cemiyetler basın mensuplarının yaşamış oldukları sorunlarla ne kadar ilgilenip o sorunların çözümü için  ne gibi adım attılar. Basın mensupların eğitim konusunda ne gibi projeler ortaya koydular. İşte bunları biz masaya yatırmamız gerekiyor. Eğer bu gün var olan cemiyetler basınımızın daha ileri seviyeye gitmesi için basın mensuplarının haklarının giderilmesi için eğer yeterli derecede ortaya koyamamışlar ise, bunun sonucu olarak muhakkak birilerinin bir iş içerisine girip bir şeyler yapması gerektiği muhakkaktır.” sözlerine yer verdi.

 

Basının ve gazeteciliğin daha ileri seviyeye ve daha kaliteli duruma gelmesi için STK’ların ve Cemiyetlerin bir araya gelerek projeler ortaya koyması gerektiğini belirten Gülebak, “Fakat şunu biz söylüyoruz aslında çok Cemiyetin olmasını bir taraftan eksi yönleri de vardır. Yani ne kadar insanlar kendilerinden uzaklaşırlar ise, ne kadar farklı kurum oluşur ise, bir biri ile kopukluk meydana gelecektir. Aslında bunun eksi yönü budur. Fakat bunun karşısında şöyle bir şey de meydana geliyor. Basın adına burada bir rekabet olayı da ortaya çıkıyor. Dikkat ederseniz şimdiye kadar belki çok faaliyetleri görmediğimiz gibi birkaç gün içerisinde basın camiası içerisinde bir hareketlilik görüyoruz. İşte şu hareketlilik ben bunu yorumluyorum yani farklı seslerin ortaya çıkması, farklı Cemiyetlerin kurulması bir rekabet ortamı oluşturacak ve bu rekabet ortamından yine basın camiası kazanacak. Fakat ben şuna inanıyorum. Bu gün cemiyetler farklı olabilir. Bu gün şemsiyesi altında bulunduğumuz kurumlarda farklı olabilir. Ama bizler basın camiası daha iyi seviyeye gelmesi için ortak noktalarda buluşması ve basının gazeteciliğin daha ileri seviyeye gitmesi için, daha kaliteli duruma gelmesi için insanların yani STK’ların cemiyetlerin başkanların bir araya gelerek projeler ortaya koymalıdır. ”dedi

 

Basın camiasının bir biriyle olan irtibatlarının çok zayıf olduğuna dikkat çeken Gülebak, “Aynı şekilde cemiyetlerin kendi üyeleri ile sosyal ilişkileri çok zayıftır. Şunu söyleyebilirim. Bu gün maalesef Cemiyetlerimiz sanki böyle kâğıt üzeri ismen varmış gibi bir görüntü var. Ama bizim Cemiyetlerimiz eğitim konusunda, basın mensupları yetiştirmesi konusunda, haklarının kendilerine verilmesi konusunda aktif bir hale gelirler ise, basın mensuplarına görevlerini yapması ve bunun için programlar projeler ortaya koyarlar ise, basın mensuplarının daha iyi bir seviyeye geleceğine inanıyorum. Bu yönden de değişik yönden de seslerin çıkması değişik cemiyetlerin kurulması, bir rekabet ortamı sonucunda ben basın camiasına faydalı olacağına inanıyorum. Bir de şuna dikkat çekmek istiyorum. Eğer bu cemiyetleri kuran insanlar bu cemiyetleri kendi şahsi için, kendi ticaretleri için kendi siyasetleri için kuruyorlar ise, maalesef az önce bahsettiğimiz mesele gibi bu cemiyetlerin de basın camiasına faydası olmayacaktır. ”dedi

Ülkemizde daha kaliteli bir basının oluşması için özellikle Basın Yayın genel enformasyonu ile büyük görevler düştüğünü belirten Gülebak, “Basın Yayın ve Enformasyonu Genel Müdürü basın mensuplarına sahip çıkmalıdır. Bu gün Şanlıurfa’da veya başka bir yerde bir sağlık çalışanı saldırıya uğradığı zaman sağlık bakanlığının hemen bir açıklama yaptığını bu olaya müdahale ettiğini olayı araştırdığını biz görüyoruz. Ama bunun karşısında Basın mensubu saldırıya uğradığı zaman, herhangi bir hukuksuzluğa maruz kaldığı zaman biz maalesef Basın Yayın ve Enformasyon  Genel Müdürlüğünden herhangi bir açıklama veya soruşturma bir şeyler göremiyoruz. Bu konuda Basın Yayın genel enformasyonu genel müdürlüğünün bu konuya el atması lazım gazetecileri sahiplenme konusunda hem de Basın Yayın ve Enformasyonu İl müdürlükleri vasıtasıyla ildeki basın mensuplarının daha iyi bir seviyeye getirmesi için eğitim programlarının, konferansların, seminerlerin ortaya konulmasına gerektiğine inanıyorum.Aynı şekilde Basın ilan kurumunun da ki gazeteciler ile ilgili aktif çalışmaları var. Ama bunun dışında basın mensuplarına yönelik seminerler, konferanslar, sosyal aktiviteler yaparak basın mensuplarının daha iyi seviyede bilinçlenmesi için programlar yapması gerektiğine inanıyorum. Yine aynı şekilde çok karşılaştığımız bir sorun var. Başbakanlık kartı sorunu çoğu zaman basını engellemek istiyorlar.Bizler İLKHA olarak bu ilimizde yapılan her türlü basın camiasının daha iyi seviyeye gelmesi için yapılacak her türlü faydalı aktiviteye eğitime destek vereceğimizi de buradan biz belirtmek istiyoruz.” İfadelerini kullandı. (İLKHA)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.