banner2
Öne Çıkanlar Sanlıurfa Urfa URFASPOR Diyarbakır Faruk Çelik

Başbakana:

HADİ BE USTAMMM TOPLAN ARTIK VE BİR AN ÖNCE KENDİNE GEL ALLAH AŞKINA

‘Dostlar başbakan görsün… Dostlar alışverişte görsün… İşlem hacmi artsın… Senin sorunun ne dostum…’ şeklinde 4 cümle ile özetleyebilirim bu makaleyi…

Son zamanlarda Başbakanımızın her sözü adeta bir skandal. Ne söylediğini bil(m)iyor mu? Önceden tasarlayıp mı konuşuyor? yoksa Başbakanımız aklına eseni mi söylüyor? Vallahi bu konuda benim tereddütlerim var… Can Dündar’ın anlatımıyla; ‘Keşke Sn. Başbakan her söyleyeceğini / her konuşacağını hep promterdan bakarak / okuyarak konuşsa.’ Hem de sabah yataktan kalkıp, gece eve dönüp yatağına gideceği ana kadar. Hep bu promterlar açık kalsa ki; promterın bozulduğu zamanlarda neler olduğunu da aşağıdaki linkte kolaylıkla görebiliyoruz…

Kısacası garip sözler garip laflar ve oldukça da acayip davranışlar olabiliyor değil mi?

TÜSİAD başkanı bir kadın. Oldukça masum bir soru sordu ve; "Uludere ve Suriye'de düşen uçak olayında gerçekleri bilmek istiyoruz" dedi. Cevap ise; "sen kendi işine bak" dedi.

Bu öncelikle bir kadına söylenecek laf mı değil mi?

İkincisi nezaket dışı mı değil mi?

Üçüncüsü, bu söylem normal mi değil mi?..

Oysa talep çok normal. Başbakandan bilgi isteniyor. Bilgi vermek yerine cevap olarak "Kendi işine baksın" diyor. İyi ama başbakan kendi işine bakıyor mu? Bakıyorsa neden ülkede her gün akan kanın miktarı artıp duruyor?

Bakıyorsa; neden ülkede her gün başbakanın bile çözemediği karanlık işler artıp duruyor? Bakıyorsa; neden makul cevaplar vermek yerine, alabildiğine sertleşiyor? Sanki bu başbakan sertleşmeden duramıyor. Duramıyor çünkü; sahip olduğu güç onu zehirliyor. O ise; şimdi ben her şeyi yaparım havasında davranıyor mu?..

Başbakan işine bakıyor da neden vatandaşa kaşıkla verip kepçeyle geri alıyor? Memura azıcık zam yapıyor, arkasından benzine, elektriğe, suya vatandaşın temel tüketim maddelerinin hepsine birden zam yapıyor. Peki, bundan ne anlaşılıyor?..

Dostlar başbakan görsün!.. Dostlar alışverişte görsün!.. İşlem hacmi artsın, öyle mi?.. Eğer danışmanlarının birazcık cesareti varsa ve onu gerçekten de seviyorlarsa –benim gibi-, başbakana öyle ulu orta konuşmaması gerektiğini söylemeleri lazım, değil mi?

Dershaneleri kapatacağını söyledi başbakan. Olabilir, böyle bir arzuyu ruhunda taşıyor olabilir. Bunu kamuoyu ile de paylaşabilir. Ama bu cümlenin ardından, "Kapatıyorum, kim alınırsa alınsın" diyebilir mi? İşte bunu irdelemek lazım...

Bak bak bak… Mesaja bak. Herhalde ruhunun derinliklerinden ‘okyanus ötesine’ mesaj yolluyor. Mesaj yollamana gerek yok sayın başbakanım. Sizi zaten herkes çok iyi biliyor. Bilmesi gerekenler, yeminle çok iyi tanıyor ve sizi ibretle izliyor…

Neyi niçin yaptığını, kaç kırat olduğunu, insanlığın hangi en üst derecesinde bulunduğunu, kaç törkiş liralık / milyar dolarlık olduğunu, nasıl yükselip zenginleştiğini veeee Çamlıcaya niçin cami yapmak istediğinizi falan-filan çok iyi biliyor…

İsterseniz devam edelim; Ne diyor sayın başbakan 'Basına sert davranıyorsun' diyenlere karşılık: 'Ne yapacaktım, okşayacak mıydım?" Buyurun buradan yakın. Kimse senden onların basını okşamanızı falan istemiyor ki… Niye bu kadar sertsin, sorununuz ne diye soruyor?

Basın sizi eleştirince küplere biniyorsunuz, değil mi?.. Bırakın eleştiriyi, en ufak bir tavsiyeyi bile kaldıramayacak bir haleti ruhiye mi sergiliyorsunuz acaba? Kimi medya patronlarına açıktan, kimi medya patronlarına gizliden sin-kaf gidiyor musunuz acaba? Onları tehdit filan da ediyor musunuz acaba?

Bu tavır ister istemez sorduruyor: Niye böylesiniz diye? Nasıl olmanız gerektiğini kimse söylemiyor mu acaba size? Niye böyle olduğunuzu soruyorlar. Siz ise "Başını mı okşayacaktım?" diyorsunuz!.. Ne oldu size Sayın Başbakan? Niye böyle konuşuyorsunuz? Kasımpaşalı dediysek işi bu noktaya getirip, bu kadar sert cümleler kullanmaya kadar götürmek doğru mu değil mi acaba ne dersiniz?..

Sahip olmaya çalıştığınız şey değil miydi bu basın? Bütün basını kontrol etmeye çalışıyorsunuz. Bunu da alabildiğine sertlikle yapıyorsunuz. Eğer sertleşmezsen ki son zamanlarda size ne tür ilaçlar veriyorlarsa sertleşmeden de duramıyorsunuz, bu söyleminizdeki ağır ve sert anlatımlar ilaçlardan mı acaba? Yoksa iktidar zehirlenmesinden mi? Bunu inanın biz bilemiyoruz ama ‘tatlı dilin, yılanı bile deliğinden çıkaracağını’ sözünün, daha demokratik bir toplumda daha işlevsel olacağını ise hepimiz çok iyi biliyoruz, değil mi?..

Medya sizi eleştiriyorsa, elbette siz de medyayı eleştirirsiniz. Ama bugüne kadar size "Ne yapalım, başbakanı eleştirmeyelim de başını mı okşayalım" diyen oldu mu? İşi bu derece pespayeliğe dökmek; vallahide, billahide, tallahide bir Kasımpaşalı'ya hiç ama hiç yakışmıyor.

Gerçi Kasımpaşalı'lık de kalmadı artık siz de diyenler de çoğalıyor. Siz de artık tam bir Ankaralı mı oldunuz ne? Fakat şunu söylemeliyim: Bu gidiş inanın hayra alamet değil Sayın Başbakanım. Bizden söylemesi…

Siz bizi sevmeseniz de, beni işten attırmayı, lojmandan çıkartmayı, verdiğim kurslarımı kestirtmeyi, televizyonlara çıkmamı engellemeyi, gazetelere demeç vermemi yasaklamayı, yakın korumamı alıp beni ölüme terk etmeyi yapsanız da, biz sizi vallahi çok seviyoruz…

Çünkü sana / size biz oy verdik ve seni başbakan olarak da biz seçtik. Sevmenin önemli bir kısmının alternatifsizliğinizden olduğunu bilsek de, önemli bir kısmının da iradi olduğunu biliyoruz. Onun için asla hem de asla kötülüğünüzü arzu etmiyoruz. Çarpmanı, düşmeni, ayağınızın sürtmesini, sürçmenizi, takılıp düşmenizi asla istemiyoruz / beklemiyoruz.

Son söz olarakta şunu söylüyoruz Sn. başbakan: Türkiye'nin normalleşmesi için önce Sayın Başbakan'ınızın normalleşmesi gerekiyor, değil mi? Başbakanımızın üslup sorununu halletmesi / gidermesi gerekli, değil mi?..

Evet, evet, evet…

PROF. DR. ÖNDER AYTAÇ / ROTAHABER

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.