banner2
Öne Çıkanlar Sanlıurfa Urfa URFASPOR Diyarbakır İstanbul

101.'ci yılında Çanakkale zaferi, Çanakkale programı, Çanakkale mesajı, Çanakkale destanı nedir?

 

ÇANAKALE ZAFERİ KUTLAMA PROGRAMI, 18 MART 2016 CUMA ŞANLIURFA YENİ ŞEHİTLİK ANITI

09.00 Şehit Aileleri Yardımlaşma Derneği Çelenk Sunumu
09.05 Saygı Duruşu ve Saygı Atışı
          İstiklal Marşının Okunması
          Günün Anlam ve Önemini Belirten Konuşma
09.25 Şehitlik Defterinin İmzalanması
10.00 Askeri Şehitliğe İntikal ve Şehit Kabirlerine Karanfil Bırakılması
10.30 Milli Eğitim Müdürlüğü Konferans Salonuna İntikal ve Şehitlerle İlgili "Çanakkale Ruhu" Konulu Sergi
          Milli Eğitim Müdürlüğü Tarafından Hazırlanan Anma Programının İcra Edilmesi

Öğle Namazına Müteakip Dergah Camiinde, İkindi Namazını Müteakip ise Eyyüp Peygamber Camiinde İl Müftülüğü Tarafından Mevlüt ve Hatim Duası okutulması

MİLLERVEKİLİ HALİL ÖZCAN'NIN ÇANAKKALE ZAFERİ MESAJI

AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Dr. Halil Özcan’ın 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinin 101. Yıldönümü  mesajı…

18 Mart Çanakkale Zaferi; 1. Dünya Savaşı‘nın seyrini değiştirerek, tarihte "ÇANAKKALE GEÇİLMEZ" destanının yazıldığı, bağımsızlık mücadelesinin altın harflerle işlendiği şanlı, büyük bir destandır.
Bu şanlı destan Çanakkale‘nin sularına, Conkbayırı‘na, Anafartalar’a yazılmış; Yahya Çavuşlar, Koca Seyitler, Kınalı Aliler ve 57. Alayıyla dünyaya mal olmuştur. Bu destan; yavrularını, eşlerini, düğüne gönderir gibi şehadete gönderen anaların, babaların, eşlerin zaferidir.
18 Mart Çanakkale Zaferi,  dünya tarihinin en büyük destanlarından biri olduğu kadar, Kurtuluş Savaşından Cumhuriyetin kuruluşuna giden yolda aziz milletimizin verdiği en büyük varoluş mücadelesidir.
Bu zafer, tarihten silinerek yok sayılmak istenen bir milletin, vatanını, mevcudiyetini bedeli ne olursa olsun ödeyerek insanlık dersi vermesi yönüyle de tarihe mal olan hüzünlü bir tarih manzumesidir.
Çanakkale Muharebeleri günü kurtardığı gibi mazimize kahramanlığı, milletimize büyüklüğünü bir kere daha iade ederek Anadolu’yu aziz milletimiz için sonsuz vatan yapmıştır.
Bu duygu ve düşüncelerle Çanakkale Zaferinin 101. yıldönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, vatanını canından aziz bilen tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyor, tüm gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.

BAŞKAN ERTEKİN, ÇANAKKALE ZAFERİ MESAJI YAYIMLANDI
Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası (ŞUTSO) Başkanı E.Sabri Ertekin, 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 101. yıldönümü dolayısıyla kutlama mesajı yayımladı.
Başkan Ertekin, kutlama mesajında şunları kaydetti:  "Çanakkale Zaferi, tarihimizin en önemli günlerinden biridir. Tüm olumsuzluklara rağmen bir milletin, başarıya ulaşabildiği bir zaferdir. Milletimizin kaderini değiştiren Çanakkale Zaferi'nin 101. yıldönümü hepimize kutlu olsun.
Sadece geçmişimizin aziz bir hatırası olarak değil, geleceğe yürüyüşümüzün en güçlü ilham kaynaklarından biri olarak da Çanakkale Zaferi, önemli bir yere sahiptir. Her yeni nesil, bu büyük zaferi Milletimize yaşatanların ruhunu iyi idrak etmeli, Vatanımızın bütünlüğü ve devletimizin bağımsızlığı söz konusu olduğunda, Çanakkale ruhunu hissedebilmelidir.  Şehitlerimizin bize bıraktığı mukaddes emaneti, her geçen gün aynı şuur ve inançla daha da yükseklere taşımalı, teknoloji ve bilimi kullanarak daha güçlü bir ülke olmaya çaba göstermeliyiz. Güçlü devlet olmanın en önemli kuralı budur.
Bu duygu ve düşüncelerle bağımsızlığımız için canlarını seve seve feda eden aziz şehitlerimize ve ebediyete intikal eden kahraman gazilerimize bir kez daha Yüce Allah'tan rahmet diliyorum.”

İBRAHİM İLETMİŞ, ÇANAKKALE ZAFERİNİ KUTLADI
Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası (ŞUTSO) Meclis Başkanı İbrahim İletmiş, 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 101. yıldönümü dolayısıyla kutlama mesajı yayımladı.
Meclis Başkanı İbrahim İletmiş mesajında şunları kaydetti: “Çanakkale Zaferi’nin, 101. yıldönümünü kutlamanın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Dönemin en güçlü devletlerine karşı verilen onurlu bir mücadeleyle kazandığımız Çanakkale Zaferi, Türk milletinin, birlik ve beraberlik ve dayanışma içinde olduğu müddetçe her türlü güçlüğü yenebileceğinin ispatı niteliğindedir. Türk milleti, Çanakkale’de elde ettiği üstün başarısı ile tüm dünyaya, bağımsızlığı ve vatan toprağı söz konusu olduğunda, karşısında hiçbir gücün duramayacağını göstermiştir. Millet olarak birlik, beraberlik ve bütünlük içinde verilen mücadeleyi idrak etmeli, gelecek nesillere bu bilinci aktarmalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle Çanakkale Zaferimizin 101. yıldönümünde milletimizin bu onurlu gününü kutluyor, kahraman şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden gazilerimizi rahmetle anıyorum”  dedi.

Çanakkale destanının özeti

Çanakkale destanı nedir? Çanakkale destanının kısaca özeti:
İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti konumundaki İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya'yla güvenli bir tarımsal ve askeri ticaret yolu açmak, Alman müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'na girmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Savaş sonucundan iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.

Birinci Dünya Savaşı içinde, tarihin en kanlı muharebelerinin cereyan ettiği bölümü olarak bilinir. Bu savaşlar Türk Milleti'nin sayısız zafer, şan ve şerefle dolu tarihinin en parlak sayfasıdır. Türk Milleti'nin geçit vermediği deniz ve kara savaşlarının ardından 1. Dünya Savaşı uzamış ve düşman kuvvetlerinin bir günde zafere ulaşma ümidi yok olmuştur. Eğer, kaharaman Türk Askerimiz canını keskin kurşunlara siper etmeseydi, İstanbul işgal edilir ve vatan istilaya uğrardı. Türkiye'nin dört bir yannından gelen Mehmetçiklerimiz Çanakkale’de destan yazmışlardır.

Çanakkale Muharebeleri, dünya tarihinde ender rastlanan deniz ve kara savaşlarından biridir.Siyasî açıdan, birçok emelin, ihtirasın, idealin düğümlendiği; askerî açıdan, insan gücünün, azminin, inancının yanısıra, âlet, edevat ve teçhizatının yeterince denge kuramadığı; vatanını savunanlarla istilâya gelenlerin birbirlerini boğazlamak, yok etmek üzere yarım milyonun üzerinde insanın hayatlarını kaybettiği veya sakat kaldığı ve sonuçları itibariyle de, geçmişte olduğu gibi, birçok yanlış hesabın suya düştüğü bir savaştır.

MEHMET AKİF ERSOY ÇANAKKALE DESTANI İÇİN "ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ"NE YAZDIĞI ŞİİR:

Çanakkale Destanı'nı Mehmet Akif Ersoy, yüksek milli duygularla içinden geldiğince yazmıştır.1908'den beri aruz ölçüsü kullanarak manzum hikâyeler yazan Milli Şair, Balkan Savaşı yıllarından sonra destansı şiirler yazmaya başlamıştır. “Çanakkale Şehitleri'ne“ adlı şiiri bu destan türlerine örnek olan ilk büyük eseridir.98 yıl aradan sonra bugün duyduğumuzda Çanakkale Muharebesi'nde yitirdiğimiz değerli şehitlerimizin manevi huzurunda saygıyla o günlerin vahşetini hissediyoruz. Bu değerli destanı o dönem kullanılan Türkçe üslupla anlamayanlar için bugünün Türkçesi ile yazmak, paylaşmak istedik.

Çanakkale Şehitleri'ne

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kalabalık orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne yüzsüzce bir yığınak ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- "Bu bir Avrupalı!"
Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp hapishanesi, yâhud kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya, insanoğlunun bütün kavimleri,
Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi, hakikat mahşer.
Cihanın yedi iklim dikiliyor karşısına da,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hintli, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, veba mikrobunu bile utandırır bu rezil istilâ!
Ah, o yirminci yüzyıl yok mu, o soylu yaratık,
Ne kadar gözdesi varsa ise, hakkıyle alçak,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü içinde gizlediği şeyleri utanmazcasına.
Maske yırtılmasa hala bize çok güzel bir yüzdü o yüz
Medeniyyet denilen kahbe, gerçekten, yüzsüz.
Sonra lanet olasının yakıp yıkmak için kullandığı araçlar,
Öyle korkunç ki: Eder her biri bir ülkeyi harap.

Öteden yıldırımlar parçalıyor ufukları;
Beriden zelzeleler kaldırıyor derinlikleri;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce ateş,
Atılan her ateşin yaktığı yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer
O ne korkunç tipidir: Savrulur insan parçaları...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak
Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık göğüslere,
Sürü halinde gezerken sayısız uçak.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik siperler ister, ne siner düşmanından;
Alınır kale mi göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet ona,haşa, boyun eğdirebilir ki?
Çünkü o sağlam istihkam Allah'ın eseri.

Güçlü yapılmış yerler bile sarılıp indirilir
Ama, insanın azminin yolunu kesemez insan yapısı eserler
Bu göğüslerse İlahi yapının sonsuz sınırı.
Allah 'o benim en güzel eserim,onu çiğnetme'dedi
Âsım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.
Şehitlerin gövdesinden oluşmuş bir baksana dağlar taşlar
O, namazdaki rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar...
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir bayrak uğruna, ey Rabbim, ne askerler şehit oluyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten atalarımız inerek öpse o temiz alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor İslam'ı...
Bedr'in arslan gibi askerleri ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek mezarı kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.
O tarih kitabı altüst ettiğin çağlara da yetmez.
Seni ancak sonsuzluklar kapsayabilir.
'Bu, taşındır' diyerek Kabe'yi diksem başına
Ruhumun İlahi ilhamını duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da örtü diye,
Kanayan kabrine sersem bütün yıldızlarıyla;
Mor bulutlarla açık türbene bir tavan çatsam,
Yedi kandilli Ülker Yıldızı'nı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece ay ışığını getirsem yanına,
Türbenin bekçisi gibi gibi tâ güneşin doğuşuna dek bekletsem;
Gündüzün avizeni güneşin taze ışıklarıyla silme doldursam
Tüllenen gurubu, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son Haçlı Ordusu'nun hamlesini kırarak,
Doğunun en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi büyüklüğüne hayran ettin...
Sen ki, İslâm'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran etmek üzereyken,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, cisimlerde dolaşır ruhun ve adın
Sen ki, bütün yüzyıllara gömülsen taşacaksın... Yazık!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu savaş...
Ey şehit oğlu şehit, isteme benden mezar,
Sana kucağını açmış duruyor Peygamber

Mehmet Akif ERSOY

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.