banner2

Yeryüzünde bulunan bütün insanlar kendi hikayesini yaşar. Yaşarken de bu hikayeler, diğer insanların hikayeleri ile kesişir. Ve dolayısıyla her kişi kendi hikayesinin oluşumuna olduğu kadar, diğer kişilerinde hikayelerinin oluşumuna katkı sağlar. Bu şekliyle kişilerin birbirinin hikayesini etkilediği bir düzlemde; kişiler olaylara karşı tepkiler verir. Ve bu kadar anlık düşüncenin, anlık hazların, hızlı yaşamın, aceleci tavırların hakim olduğu, günümüzde, bu tepkiler genelde, anlık tepkiler oluyor. Yani acıya karşı dirençsiz, hazza karşı yenik, yersiz, gereksiz, tasarruf edilmesi gereken, tepkiler olabiliyor. Ve buna rağmen insanlar dönüp; “Ben bekliyorum” “Dayanıyorum” “ Bunca şeye katlanıyorum, sabır gösteriyorum” diyebiliyorlar. 

Baktığımız zaman, kısa süreli hazların sıklıkla yaşandığı günümüzde, insanların acı eşiklerinin doğal olarak çok düşük olduğunu görebiliyoruz. Bu durumda, onların normalde vermeleri gereken tepkileri, büyüksemelerine neden olabiliyor. Ve dolayısıyla günümüz de birçok insan sabrı bildiğini zannediyor. Ama ciddi anlamda Sabrın cahilliğini yaşıyor…

Gerçek sabır yaşamayı öğretir! Çünkü…

Sabır, bekleyebilmektir. Ve beklemek, büyük bir güç ister. Beklerken umudu yitirmemek gerektiğini, bekleyebilecek kadar memnun olabilmek gerektiğini öğreten sabırdır. Günümüz Müslümanlarının en çok ihtiyaç duyduğu şeydir aslında sabır ve günlük hayatımızda bol bol “ya sabır” çekmeliyiz. Sabırla ilgili bir ayet ve hadis belirttim.

“Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak (Allah’tan) yardım dileyin; Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.” Bakara 153

“Allahü teala sabredeni sever. “ Taberani

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.