banner2
Öne Çıkanlar Urfa URFASPOR Diyarbakır İstanbul Mardin

Mehmet Kartal; Akçakale'de kepenkler kapanmadı ama

Olay Gazetesinin her hafta rutin olarak düzenlediği ‘Fikir kulübüne’ bu hafta Akçakale Esnaf Odası başkanı Mehmet Kartal konuk oldu. Kartal, Suriye’de yaşanan olaylardan, Hükümetin Suriye politikasından ve Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde Esnafın düştüğü kötü durumla ilgili her şeyi anlattı.

 

İşte o  çarpıcı söyleşi:

 

Celal Çiftçi: Önce kendinizi tanıtabilir misiniz?

 

Mehmet Kartal: 1965 Akçakale doğumluyum Akçakalede ilköğretim okulundan mezunum Şanlıurfa’da Gazi Lisesinde mezunum. Halen akçakale’de kendime ait Sigorta şirketim mevcut bunun yanında Akçakale Esnaf Odası başkanlığı yürütmekteyim. Evli 18 çocuk babasıyım

 

Celal Çiftçi: Kaç eşiniz var?

 

Mehmet Kartal: 2 Eşimden 18 çocuğum var.

 

Mehmet Kartal: 2009 Mahalli idareler seçiminde MHP’den Akçakale Belediye Başkan Adayıydım. 12 Haziran 2011’de yapılan genel seçimlerde Milliyetçi hareket partisinden 2. sıra Milletvekili adayıydım. Ancak gece yapılan bir operasyonla alındım. Başka bir arkadaş yerimize girdi.

 

Celal Çiftçi: Öncelikle sınır ilçesiyiz. Akçakale’de durumlar nedir bizlere onu anlatabilir misin? Şuan kaç üyeniz var üyelerinizin durumu ne? Aldıkları kredileri ödeyebiliyorlar mı? Aylar öncesinde sizin bazı açıklamalarınız oldu. Uzun bir süre geçmesine rağmen yaptığınız açıklamalar tek tek çıkıyor. Bu konu hakkında ne dersiniz?

 

Mehmet Kartal: Akçakale’de aktif olan şuanda 5 bin üyemiz var. Bunlar Akçakale ve Harran ilçesindeki esnaflardır. Bunların hepsi bizim odamıza kayıtlıdırlar. 5 bin aktif üyemiz var. Bu 5 bin aktif üyeden Akçakale sınır kapısında ki yani Suriye’de ki olaylar yüzünden aşağı yukarı nakliyeci gurubundan 1 500 e yakın esnafımız araçlarını satıp iş terki verdi. 500’e yakın esnaf iş terki verdi. Savaştan dolayı. Genelde Akçakale ilçemizin gelir kaynağı sınır kapısıdır. Her ne kadar GAP bölgesinde ilçemiz görünse de... İlçemizdeki insanların çoğu İlçenin köylerinde, toprağı olmayan yani klasik dilde maraba dediğimiz gariban insanlar ilçeye yerleşip genelde esnaflığı tercih ettiler. Esnaflığı tercih ettikten sonra aşağı yukarı 2 yıldır sınır kapısının uluslar arasına ticarete açık olmasından dolayı epey bir göç aldı ilçemiz. İlçemize gelen insanlar kimisi esnaflığı kimisi de nakliyeciliği seçti. Fakat şuanda 1 yıldan bu yana devam eden iç savaşın ilçemize ve bölgemize yansımasından dolayı esnafımız mağdur durumda. İnsanlarımız dayanıklı ve sabırlıdır. Esnafımız gerçekten bir anda hiddetlenip devletine karşı gelecek insanlar değildir. Kepen kapatma olayları bizim ilçede olmadı. Fakat Bombalama günleri kepenk kapatma değildi bombanın bizim işyerimize evimize veya çocuğumuzun üzerine düşer diye işyerlerini kapattılar. Ama her zaman devletine milletine sahip çıktılar. Malumunuz meydana gelen bombalama olayında 5 insanımız vefat etti. 10 insanımda yaralandı. O günler de gerçekten de İlçemizde bir kaos ortamı vardı. Kaos ortamında ilçemiz başarı çıktı. En büyük etken de ölü sahibinin birden paniklememesiydi. İnsanları galeyana getirmediler. Gönül isterdi ki olaylar olamasın ama yaşanan olaylar hem bizleri hem de Türkiye cumhuriyetini rahatsız etmiştir.

 

Kemal Uğuzlu: Dediniz Kepen Kapatma olayı olmadı. Ama iyi bir şeyler oldu. Birazda Siyasetle uğraştığınız için endişeniz mi var dı? Olayı doğru tespit etmede orada yürüyüşler oldu. Tepki gösterdiler. Aylar önce günler önce böyle bir şey olabilir. Nota ise nota verilsin eğer Sınırdaki insanlar tahliye edilmesi gerekiyorsa tahliye edilsin. Tedbir alınsın ama alınmadı. Ben olayı sosyo-psikolojik olarak görüyorum. Diyorsunuz ki insanımız devletini çok seviyor karşı gelmiyor. Şimdi o yürüyüşler boşuna mıydı?

 

Mehmet Kartal,: Yürüyüşler ölen insanların yakınları değildir. Yürüyüşler, gerçekten yapıldı. Fakat çok azınlıkta bir yürüyüş hareketi yapıldı. Bu yürüyüş hareketinin başlamasında Suriye taraftarı vardı biz hepsini tespit ettik provokasyonu onlar yaptı. Ama başarılı olamadılar. Neden başaramadılar. Akçakale’de bir savaş hareketi başlatmak istediler. Arkadaşlar Savaş olur ama 5 kişinin ölümüyle ya da binlerce kişinin ölümüyle olmaz. Burada Kaymakam Bey’in ya da vali Beyin savaş emri verme yetkisi de yok. burada ki insanların en büyük haykırışı Vali İstifa, Kaymakam İstifa tabirleri vardı. Kaymakam Beyde bizim gibi bir insandı. Bombanın düştüğü alanda saniyeler öncesinde kaymakam beyin aracı hareket etmişti. Kaymakam bey’de ölebilirdi.

 

Bilal Bebe: Hedef Kaymakam mıydı?

 

Mehmet Kartal: Hayır. Hedef ilçede büyük bir ölümü yaratmak, büyük bit katliam yapıp Türkiye Cumhuriyeti devletini savaşa dahil etmek. Dediğimiz gibi 5 kişinin ölümüyle savaşa gidilmez hatırlayın Mavi Marmara olayı vardı. Çuval geçirme olayı vardı, Uçak düşürme olayı vardı. İki pilotumuz şehit oldu. Bizim bir pilotumuz Suriye Devletine bedeldir. Bizim vatandaşımız bizim kardeşimiz o... Şimdi burada savaşa kim gider. Savaşa Türkiye Cumhuriyetinin yetkili kişileri Cumhurbaşkan’ı Başbakanı Genel Kurmay Başkanı Dışişleri Bakanın.. En önemlisi TBMM’den Savaş için tezkere çıkar. Ancak o zaman savaşa gider.

 

Kemal Uğuzlu: Devlet büyüklerimiz her zaman söylüyor. Biz Suriye Devletiyle kardeş ülkeyiz. Suriye’deki insanlarımız kardeşimiz aynı zaman da da biyolojik olarak akrabamız. Ama bizim bir pilotumuz Suriye Cumhuriyetine Bedeldir söyleminiz biraz Barbarca olmuyor mu? Ne demokraside ne İnsan haklarında ne de Dinimizde böyle bir şey olamaz.

 

Mehmet Kartal: Türkiye Cumhuriyetinin Bayrağı altında yaşayan bir vatandaş olarak benim bir pilotum Suriye Cumhuriyetine bedeldir. Ben bunu her zaman iddia ederim. Çünkü benim pilotumun annesi onu Suriyeli öldürsün diye doğurmadı. Benim pilotumu katletmişlerdir.

 

Celal Çiftçi: Her iki tarafta da akrabalarınız var. Onlarla sık sık görüşüyorsunuz. Şimdi Akçakale’de işsizlik, Ekonomi sıkıntısı, Suriye tarafında neler var? Orada neler yaşanıyor? Onların Türkiye’ye bakışları nasıl? Sizin bakış açınız bizim için farklı çünkü siz Elmanın öpür tarafındasınız. Çünkü orada bulunan insanlar Akrabalarınız. Orada İlaç, Ekmek vb. sıkıntılar yaşanıyor mu? Çünkü orada ekmeği devlet veriyor. Nu konu hakkında ne söylemek istersiniz?

 

Mehmet Kartal: Akçakale ve Harran olarak Suriye ile birinci derece akrabalığımız var.Ben dedeme sordum; biz Suriye’nin Hama ilindeniz. Biz oradan geliyoruz. Bizim Suriye’den Gelin almışlığımız ve vermişliğimiz var. Biz şuan onlarla çok sıkı bir telefon trafiği içerisindeyiz. Onlarla iletişimimiz şuanda telefonla çünkü gidip gelme durumumuz yok. Orada bulunan akrabalarımız buraya gelemiyor. Buradan gitmek içinde Sicilinin çok temiz olması ya da devlet yanlısı olması gerek ki oraya gidebilelim.Şuanda orada sehir halinde iken katledilen çok insan var. Aracıyla oradan gidiyor, katlediliyor. Kim vurdu ya gidiyor.

 

Celal Çiftçi: Başkanım Sorunun cevabını tam alamadık. Orada insanlar, ekmeğini devletten alıyordu. Orada şimdi devlet diye bir şey kalmadı. Şuanda erzak yok. Onlar orada ne yapıyor. ?

 

Mehmet Kartal: Şuanda oradaki değirmenler hepsi bombalanmış. Birde Suriye’de bulunan bütün ekmek fırınları devlete ait şahısa ait değil. Devlet fırına un gönderir. Fırında çalışan kişi bir devlet memuru gibidir. Cüzi bir ücretle ekmeği satar. Orada Özgür ordu girdiği bölgelerdeki bütün fırınları bombalıyor şuanda. Habur’dan Cilve gözüne kadar olan bölümde Özgür ordunun hakimiyetinde, Türkiye Cumhuriyetindeki insanlar, yardımlaşma dernekleri adı altında arkadaşlarımız gurup halinde yardım gönderiyoruz. Herkes kendi akrabasına yardım gönderiyor.

 

Celal Çiftçi: Sizin akrabalarınıza kaç kez yardım gönderme fırsatı oldu ?

 

Mehmet Kartal: Biz herkese çağrıda bulunduk. Herkes karınca kararınca evinde olan İlaç, ekmek giyim kuşam ve acil malzemeleri gönderdik.

 

Celal Çiftçi: Akrabalarınızı Türkiye’de ağırladınız mı?

 

ÖLECEKSEK VATANIMIZDA ÖLELİM

 

Mehmet Kartal: Akrabalarımızın çoğu gelmek isteyenler geldi. Fakat  akrabalarımızın %70’i gelmedi. Neden gelmek istemediler eğer öleceksek toprağımızda ölelim dediler. Özelikle küçük çocuğu olmayanlar hiç gelmedi. Ama küçük çocuğu yada kız çocuğu olanlar geldi. 10 yaşından büyük kızı değil de erkek çocuğu olanlar gelmek istemedi.

 

Celal Çiftçi: Sınır bölgesinde ki bir ilçe olarak 2 yönlü sıkıntı çektiniz. Bir ekonomi; kapının kapanması kazancınızda  sıkıntı oldu. İkinci sıkıntı ise kazancınızı karşı tarafa gönderdiniz. ?

 

Mehmet Kartal: imkanlarımız doğrultusunda yardım ediyoruz. Bir yere bomba düşüyorsa mal mülkün bir anlamı kalmıyor. Ne yaparsak dostlarımız ve akrabalarımız için yapmalıyız.

 

Celal Çiftçi: Başkanım sizle 6 ay önce Sınır kapısının kapanmasıyla ilgili yaptığım röportajda bakış açınız da yüzde 60 oranında değişme olmuştur. Bunun sebebi nedir?

 

Mehmet Kartal: 2011’in 5’inci ayında Sınır kapısı kapandı. Ha bugün ha yarın açılır diye bekledik. 6 ay sonra kapı açıldı. Ama uluslar arası değil sadece bir yolcu taşıması oldu. İhraç malları ikinci bir emre kadar kapalı kaldı. Kapalı kalmasıyla birlikte, kamyon tır ve Otobüsçüler işlerini durdurmuş durumdaydı. Şimdi bu insanların çoğu hacizlik duruma geldi. Onlarda araçlarını satmak durumunda kaldı. Ama şuan durum daha kötüye gidiyor. Arkadaşlarımız işsiz... Bir kamyoncunun yıllık devlete vermiş olduğu vergileri hesaplamaya kalksak her bir kamyonun yıllık devlete verdiği vergi 10 bin TL. bunun yanında Sürücünün Sosyal güvenlik kurumuna vermiş olduğu sigorta primi var.

 

Celal Çiftçi: Krizin Akçakale’ye maliyeti ne kadar?

 

Mehmet Kartal: Akçakale kapısı sadece bizim kapımız değildi. Mardin’inden tutunda diğer illerden her kes gelirdi. Ben matematiksel olarak bir hesaplama yapayım. Günde 500-600 araç geçiş yapıyordu, devletin aylık zararı 4-5 trilyon gibi bir miktar.

 

Celal Çiftçi: Savaştan dolayı Bölgenin Afet bölgesi olması ile ilgili bir çalışmanız var mı?

 

Mehmet Kartal: Biz bu konuyu sayın bakanımıza bildirdik. İlçemizi afet bölgesi ilan edelim diye sayın bakanımızda böyle bir şey yaparsak bizim için iyi olmaz dedi. Vergiler konusunda sayın bakanımız bize söz verdi faizsiz bir yıl ertelemeli vergiler ödensin dedi.

 

Celal Çiftçi: Karşı tarafta akrabalarınızın olduğunu bu süreçten önce Türkiye Cumhuriyetine ve Başbakan’a sempati duyduğunu bu son olaylardan sonra Başbakan’a sempati duyuyor la mı?

 

Mehmet Kartal: 2009’dan sonra bizim Suriye ile ilişkilerimizden dolayı Suriye’nin hangi iline giderseniz gidin orada Sayın Başbakanımızın posterini görürdük. Başbakan’a aşırı derece sempatileri vardı. Sayın başbakanımızın Beşer Esad’a acilen siyasi programını değiştir demokrasiye git demesiyle beraber orada ki yönetiminin hesabına gelmedi. Bu da oradakilerin hoşuna gitmedi. Suriye’nin arkasında İran, Çin, İsrail ve Rusya var. Bugün İsrail Beşar’ın gitmesine onay verse Beşar sabaha kalmaz. Fakat İsrail Beşar’ın bugün gitmesini istemiyor. İsrail’in hesabına göre Suriye’nin başına Suni bir lider gelmemeli. İsrail Suni bir liderin gelmesin istemez çünkü İsrail’in Suriye üzerindeki bazı menfaatlerine parmak sokacaktır. İsrail’in huzuru bozulacak, İsrail’in huzuru bozulursa Amerika’nınki de bozulacaktır. Dünya’nın Annesi İsrail Dünya’nın Babası Amerika bizlerde ortada kalmış birer yavrucuklarız. Temennim Türkiye’nin Suriye ile arasında bir küskünlük olmaz çünkü oradaki insanlar bizim akrabalarımız en azından bin kardeşimizdir. Başbakanımızın hatası en son kullanacağı şeyi peşinen kullanmıştır. Hükümet  bir joker gibi kullanıldı.

 

Celal Çiftçi: Başbakan’ın Suriye için demokrasi istemesi, Sizce Türkiye’de demokrasi var mıdır.?

 

Mehmet Kartal: Türkiye’de her ne kadar demokrasiyi konuşuyorsak Türkiye’de demokrasi eksiği çok. Türkiye’de yüzde 30 demokrasi var. Yüzde 70 yok. Ben Türkiye’de demokrasinin olduğuna inanmıyorum. Neden inanmıyorum; Türkiye cumhuriyeti meclisinde bulunan bir milletvekilinin bir genel müdüre bir daire başkanına söz geçiremiyorsa Türkiye’de demokrasi yoktur.

 

Celal Çiftçi: Ülkesinde demokrasi içinde yaşamayan bir lider nasıl başka bir ülkenin demokrasisine karışır.?

 

Mehmet Kartal: Biz zaten demokrasi yaşamıyoruz ki başka ülkenin demokrasisine karışalım. Biz insanlara ne yaptık. Arap baharı metni ile Mısır’dan Libya’ya oradan Suriye’ye sıçradı umarım bize de sıçramaz. Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı Arap baharı adı altında Orta Doğu liderliğine soyundu. Ben orta doğu lideri olmasını isterdim.

 

Celal Çiftçi: Sizce Hükümet kendi iradesiyle mi hareket etti.?

 

Mehmet Kartal: Başbakanımız zekidir. Ama Başbakanımız bir taşeron olarak kullanılmıştır.

 

Bilal Bebe: SizinAkrabalarınızın olduğunu söylediniz. Akrabalarınız Esat yanlısı mı? Yoksa özgür Suriye Ordusu yanlısı mı? Ya da bölünme var mı? İkinci bir sorum; İhracat yasak diyorsunuz ama yardım gönderiyorsunuz?

 

Mehmet Kartal: Akrabalarımızın yüzde yüzü özgür ordu yanlısıdır. Özgür Ordunun cephelerinde çatışmaktadırlar. Kendi demokrasilerini kendi özgür iradelerini kullanmak için şuanda cephedeler.

 

Bilal Bebe: İlaç nasıl gönderiyorsunuz?

 

Mehmet Kartal: Sınır kapısından gönderiyoruz.

 

A. Kadir İkbal: Akçakale’de insanlar gündüz işyerlerini açıyorlar mı?

 

Mehmet Kartal: Sayın Valimiz ve Kaymakamımız ilçe halkına isteyen ile göç edebilir kirası devlet tarafından karşılanacak demişti. Çok insanımız göç etmedi. Şuanda ilçemiz ikiye bölündü, Aşağı çarşı ve yukarı çarşı gurubu var. Aşağı çarşı gurubunda bulunan insanlar işyerlerini açmadı. Açanlar ise açıp kapatıyordu. İlçede iş zevki kalmadı.

 

A.Kadir İkbal: Siz İlçede Esnaf Odası Başkanısınız, Esnaf ne durumda?

 

Mehmet Kartal: Esnafımız bu savaştan dolayı yüklü bir ticari alış verişe girmedi. Maddi zarar olmadı. İlçede bulunan esnafın en büyük zararı kredi ile alınan kamyon ve tırlar oldu.  C-2 yetki belgesine devlet ulaştırma bakanlığında özel şirketlerin emrine vermiş. C-2 belgesi nerede kullanılır. Türkiye içinde değil, yurtdışına nakliyat yapan bir izindir. Şirketler her bir araçtan 2 bin TL alıyor bu belge 2 yıl geçerli daha sonra özel şirket 8 ay sonra noter kanalıyla bir ihtarname çekip yetki belgeniz feshedilmiştir. Yeniden yetki almanız gerek deniyor. Ve 2 bin TL daha alınıyor. Biz Oda olarak bu yetki belgesi için verilen 2 bin TL’nin Ulaştırma bakanlığının kasasına girmesini istiyoruz. C-2 belgesi 2 yıl kullanılsın.

 

Recep Akyol: Devlet, Halka oraları boşalttın başka yerlere gidin size kira parası vereceğiz dedi vermedi halkta yürüyüş yaptı.

 

Mehmet Kartal: Devlet oraları boşalttın dedi ama herkese boşalttın demedi. Orada yapılan yürüyüş oraların boşaltılmasıyla alakalı değildi. Yürüyüş Bombanın patlamasından oldu. Az önce de söylemiştim, yürüyüşü yapanların içerisinde Suriye uyruklu insanlar vardı. Provokeyi o insanlar yaptı. Kültürlü insanlar olmuş olsaydı Vali’ye yada Kaymakam’a karşı yürüyüş yapmazlardı. Kaymakam bey sizin, benim gibi bir vatandaş. Bende Sizin gibi bir insanım ne yapabilirim diyor.

 

Mehmet Kartal: Güneydoğu feodal yapı üzerine kurulu en önemlisi de Urfa... Burada herkes Ağanın hışmını uğramayayım diyor. Ben genel konuşuyorum, Ziraat Odası Başkanımızın babası TBMM’de Şanlıurfa’yı temsil eden bir milletvekilidir. Şuan Çiftçimiz ne alemde çiftçi destekleri yüzde 50 gerilemesi şuan pamuğun 800 TL’ye satılması 2008 ve 2009’da 3 bin TL olan pamuk şuan 800 TL 2009’da mazot 2 TL’ydi şuan 4 TL bu durumu tekzip eden odlumu olmaz neden mi çünkü; Ağanın hesabına gelmez. Şuanda İlçemizde mağdur olan esnafımız var ŞUTSO’nun acilen harekete geçmesi lazım.

 

Müslüm Çap: Siz MHP’den 2. sıradaydınız daha sonra yerel seçimlerde MHP’nin Akçakale adayıydınız. MHP ile iç içe olan bir insansınız. AK Parti’nin seçim taahhütnamesinde 400 projenin kaçı Akçakale’yi ilgilendiriyor.? Harran ve Akçakale’yi temsilen AK Parti’den Halil Özcan milletvekilimiz var. AK Parti’nin 400 projesinin dışında Halil Özcan Akçakale ve Haran’a ne gibi katkıları olmuştur?

 

Mehmet Kartal: Bu soru branşımızın dışında olduğu için karınca kararınca cevaplayacağım. Halil Özcan beyi takdir ediyorum. İmkanları doğrultusunda gerek Haran’a gerekse Akçakale’ye elinden geldiğince bir şeyler yapıyor.  Halil Özcan Bey Efendi bölgede feodal yapının etkin olmasından dolayı çok tepki aldı. Neden tepki aldı bizler varken neden Halil Özcan olsun gibi... O insanların vekil olduğu için ona tepki gösterdiler benim ise tam aksine Halil Bey’e bir antipatim oldu. Ben onu daha fazla sevmeye başladım her ne kadar rakip bir partide olsa da. Demek ki biz aynı sınıftayız. Tepki gösterenler ise kendini ağa sanmış para babası sanmış. Halil bey’e 6. sıra verildiğinde bu kimdir neyi var gibi sözler söylendi. Ben ona antipati duyuyorum çünkü benim milletvekilimdir. Halil Özcan vekil seçildiğinde psikolojik men destek almadı hep tepki aldı. İŞKUR konusunda kimseyi ayırmadı herkese aynı davrandı. Ben Halil bey’i tebrik ediyorum. Halil Özcan bey’i bir yıl çalıştırtmadılar. Şimdi toparlanma dönemine girdi. Harran ve Akçakale’de köy yolarının asfaltlanması konusunda yardımları oldu. Gerek eğitimde okullar ve sağlıkta Hastane yapılması hususunda girişimlerde bulundu. Akçakale’de Endüstri Meslek Lisesinin temeli atılmış ve bitmek üzeredir.

 

Müslüm Çap: Halil Özcan Akçakale için Ben bunu yaptım dediği proje var mı ?

 

Mehmet Kartal: Süreç yeni başladı. Ben Halil Özcan’ın bu bölgede başaracağına inanıyorum.  İlçede 200 yataklı devlet hastanesinin ocak ayında bitmesini bekliyorum.

 

AK PARTİ MİLLETVEKİLLERİNE TEPKİLİYİZ

 

Bilal Bebe:Bizim 12 milletvekilimiz var biri cezaevinde.Bu 11 milletvekilimizin içersinde de bir bakan var.Geçtiğimiz ay Akçakale’de meydana gelen ve 5 kişinin hayatını kaybettiği olay sırasında kaç tane milletvekilimiz ilçeye geldi.Kaç tane milletvekilimizin yararı Akçakale’ye olmuştur.Milletvekilleri gerçekten ilçeyi sahiplendi mi?.Diğer siyasi partiler de milletvekili gruplarını Akçakale’ye gönderdiler.Bu milletvekilleri ne tür çalışma yaptı.

 

Mehmet Kartal: Akçakale’ye düşen bombanın ardından ummadığımız bir parti olan CHP,   iki milletvekilini ilçeye gönderdi. Bu milletvekilleri ilçedeki vatandaşları tek tek ziyaret ederek sorunlarını dinledi.Ve o günde istasyon dediğimiz vagonlara şarapnel parçaları isabet etti.O zaman CHP milletvekilleri de bölgedeydi.Milletvekilleri daha sonra Akçakale Esnaf Ve Sanatkarlar Odasına geldi.Ve kendilerinin neler yapabileceğini sordu.İlçede yaşanan bombalama olayında bizim hiçbir milletvekilimiz gelmedi.Bir tek 5 kişi öldüğü zaman Bakan Faruk Çelik ile beraber geldiler.Daha sonra MHP milletvekilleri bölge geldi.Biz ilçe halkı olarak Bakan Çelik’e ve AK Parti milletvekillerine tepkiliyiz.

 

AK PARTİ’YE GEÇTİ, ÇALIŞMALAR DURDU

 

Müslüm Çap:Belediye seçimleri 29 Mart 2009’da oldu.Saadet partisinde karışık bir belediye başkanınız oldu.Yaklaşık bir yıl boyunca böyle devam etti hizmetlerine.Daha sonra AK Parti’ye geçti.Belediyenizin AK Parti’ye geçmeden önceki çalışmaları ve geçişten sonraki çalışmaları ne durumda.?

 

Mehmet Kartal: Seçimlerde Saadet Partisinde Belediye Başkan adayı seçilen arkadaşımız AK Parti’ye geçmeden önce çok başarılı çalışmalar yapıyordu.Fakat AK Parti’ye geçtikten sonra normal prosedür uygulamaya başladı.Şuan hizmetler durmuş durumda.

 

Müslüm Çap:Bu cevaptan anladığımız şudur.Belediye başkanı AK Parti’ye geçtikten sonra daha çok hizmetler yapması gerekirken, bu tam tersine oldu.Bir nevi sırtını AK Parti’ye yasladıktan sonra çalışmalara ara vermiş durumda yani.

 

BELEDİYE BAŞKANLIGINA ADAYIM

 

Celal Çiftçi:16 ay sonra seçim yerel seçimler başlayacak. Akçakale’de Belediye seçimlerinde aday olacak mısınız?.Böyle bir çalışmanız var mı.?

 

Mehmet Kartal: Ben 2009 yılında Milliyetçi Hareket Partisinden belediye başkanı adayıydım.1700 oy almıştım.Bir il genel meclis üyeliği, 2 tane belediye meclis üyeliğini aldık.2014 yılında yapılacak olan seçimlerde adaylık söz konusu olacaktır.Çalışmalarımız şimdiden başlamıştır.Şuan MHP’yle bir sorunum yok.Güneydoğu’da yapılan seçimlerde en büyük etken şahıstır.Hiç bir zaman parti ön planda olmaz.Bunların örneklerini 2009 yılında yaşadık.Bunların birisi, AK Parti hükümetinin Akçakale’de hezimete uğrayışı.İkincisi ise, Şanlıurfa’nın Harran ilçesinde 3 dönem belediye başkanlığı yapmış olan İbrahim Özyavuz’un hezimete uğramasıdır.Ondan sonra Karaköprü’de AK Parti’nin yıkılışı.Ve bunu bir  çok örneği var.

 

MHP ŞUAN FEODAL YAPIYLA YÜRÜYOR

 

Bilal Bebe:MHP, genel seçimlerde Şanlıurfa’da neden 1 veya 2 milletvekili çıkaramadı.?

 

Mehmet Kartal: Güneydoğuda, feodal yapının hakim olduğun bir bölgedir.Fakat bu bölgede feodal yapının yavaş yavaş erimeye başlamıştır.Milliyetçi Hareket Partisi gerek Akçakale’de gerek Harran’da ağaların emrinde olsaydı,  MHP 80 bin oy alması lazımdı.MHP şuan feodal yapıyla yürüyor. Feodallıkle yürümeseydi, MHP 11 nisan listesinde akşam saat 16.30’da MHP 2’ci sıra adayı ben isem sabaha kadar kalmam lazımdı.Ve milletvekili olmalıydım.Ama saat 16.30’da adayım, sabah sekizde Genel Başkan ve sekreter tarafından arz ediliyorum.Benim yerime ise Harran’da 3 dönem belediye başkanlığı yapmış olan İbrahim Özyavuz getiriliyor.Ve daha sonra halk gerek Muzaffer Çakmak’aa gerekse İbrahim Özyavuz’a tokatı vuruyor.Buna da halk tokatı deniliyor.

 

Bilal Bebe:Siz ikinci sıradan milletvekili olsaydınız MHP Urfa’da milletvekili çıkaracak mıydı?

 

Mehmet Kartal: Yüzde 99 Şanlıurfa’dan bir MHP li vekil çıkardı.


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.