banner2
Öne Çıkanlar Urfa Urfa Balıklıgöl ABD MHP Haliliye

Kızlarımız Geleceğimizdir, Onları İhmal Edemeyiz
Hedefi, başta kız çocukları olmak üzere okullulaşma oranlarının artırılması, eğitim kalitesinin artırılması, eğitim ve iş piyasası arasındaki bağın güçlendirilmesi yoluyla, insan kaynağına yapılan yatırımın artırılması olarak belirlenen “Özellikle Kız Çocuklarının Okullulaşma Oranının Artırılması Projesi”nin çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Çalışmalar kapsamında projede görevli  18 pilot ilin üniversitelerinden birer  öğretim üyesine Şanlıurfa Yenişehir Halk Eğitimi Merkezinde iki gün boyunca yapacakları çalışmalar hakkında bir seminer verildi.

Seminere İl Milli Eğitim Müdürü Ahmet Pala, Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, Yakut Sundur, Yenişehir Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Ahmet Karavelioğlu, Müdür Yardımcısı A.Kadir Turan, 16 ilden birer öğretim üyesi, Kız Çocuklarının Okullaşmasının Artırılması Projesinin eş uzmanları Yasin Yaşuk ve Mustafa Gümüş katıldı.

“Her kim ne yapmak istiyorsa buyursun çalışmasını yapsın, çok müsait bir alan burası; ama ümit ediyoruz bütün bu çalışmalar ülkemizin gelişmesi, insanlığın bilgilendirilmesi, donatılması ve kalkındırılmasına yönelik olmasıdır.”diyerek açılış konuşmasını yapan Milli Eğitim Müdürü Ahmet Pala sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz farklı zamanlarda farklı platformlarda bulunuyoruz, geçen hafta ŞUKAD’ın düzenlediği toplantıdaydım. Kutlu doğum münasebetiyle kadın platformu vardı. Tabi programın başlığı şöyle: “İslam’da Kadının Yeri” Konu kadın olunca, Şanlıurfalı Kadınlarını Kalkındırma Derneğinin davetine icabet ettik. Bir baktım orda herkes işin bir ucundan tutuyor. Ben de birkaç kelam etme fırsatı buldum programda. Şunu paylaştım:
Kadınlarımız, malumunuz olduğu üzere yanlış bir anlayışla -bir de din kılıfı giydirilerek- adeta bir kenara bir köşeye itilmiştir. Dört duvar arasına hapsedilmiştir, adına da İslam kılıfı giydirilerek böyle bir şeye sığınılmış ve İslam’la, dinle uzaktan yakından alakası olmayan bir durumu ortaya koymuşlar. Kadınlarımızı sadece kendimize özgün, has kılarak hapsetmişiz dört duvar arasında. Oysa bakıyoruz ki kadınları ihmal eden böyle toplumlar en az en iyimser durumla işleri yarı yarıya eksik kalmıştır.Bugün ise görüyoruz ki kadınlarımız hayatın her alanında varlar, biz varız diyorlar. İş alanında varlar, siyasal alanda varlar, akademik alanda varlar. Kadının el atmadığı alan yok gibidir.

Tabi eski anlayışlar yıkılıyor. Oradaki programda panelistler de vurguladı bunu. Bunun yakından uzaktan İslam’la ve dinle alakası yok; ama tamamen geleneksel örfi veya işimize geldiği için böyle bir anlayışın içine yerleştirmişiz. Bugün bunlar artık yıkılıyor. O toplantıya katılan kadınlarımız şöyle dedi: Ne olur bu semineri, bu paneli erkeklere de sunun. Zira sadece birkaç erkek vardı programda. Gerçekten bu doğru, dedim ben de. Bunun erkeklere sunulması lazım. Çünkü öncelikle ben bir erkek olarak bir bey olarak söylüyorum: Zihinlerin değişmesi lazım, kadınlarımıza ne için güvenmiyoruz, ne için inanmıyoruz? Onlar eğer işin farkına varırlarsa bizim onları tutsak etmek, esir etmek ve körleştirmek gibi bir lüksümüz olmayacak, çünkü direnecekler,  bu böyle değil diyecekler artık. Ki onlar artık eğitimli halleriyle bunu fark ettiler.

Biraz da cahil kalmalarını biz istedik geçmişte maalesef. Ama artık bu kara tablo değişiyor. İnternet, iletişim çağı, bilgisayar vs. artık bütün dünyaya yayılmış, dünyayı bir mahalle bir köy, bir şehir haline getiriyor ve insanımız dünyanın herhangi bir yerindeki bir vakaya anında ulaşmaktadır. Hani derler ya meşhur bir ifadedir : “Bilgi size bir tuş kadar yakın.” Bir tuşa basıyorsunuz her şey gözlerinizin önündedir. Gündemi takip edebilmek, farklı olayları ve durumları gözlemlemek güzel bir şey.

Zaman zaman televizyon programlarına çıkıyoruz bu da bizim işimiz tabi, canlı bağlantılar oluyor. Şanlıurfa’da kız çocuklarının okullulaşması olayı ile ilgili ne düşünüyorsunuz, kadınların eğitim öğretimlerini nasıl artıracaksınız? gibi sorular soruluyor. Biz de bunlara gerekli cevapları veriyoruz. Ben kadınlarımıza, annelerimize adeta yalvarıyorum ve diyorum ki; ne olur kız çocuklarınızı okula gönderin, onlar bilgi ile donatıldıkları zaman bu toplum daha hızlı kalkınacak ve dünya içerisindeki seçkin yerini alacak. İyi örnekler zaten onları celp ediyor ve onları sevk ediyor okullara. Köylere gittiğimde velilerin isteği şu: Müdür Bey ben Şanlıurfa merkeze kızımı nasıl göndereceğim, kızım nerde kalacak, nasıl gidip gelecek, ne yiyecek? Eğer lise yaparsanız biz bütün kızlarımızı göndereceğiz, diyorlar. Bu köylerden birinde ve civarında 600 kız çocuğu var okula gitmeye hazır, diyorlar. Biz de hemen program doğrultusunda -zaten yerimiz de müsait- bir lise yapma sözünü veriyoruz. Çalışmalara başladık. Mevzuat gereği biliyorsunuz düz liseler ya Anadolu liselerine veyahut kız meslek liselerine, endüstri meslek liselerine dönüştürüleceğinden hemen oraya çok programlı lise açıyoruz. Buna insanlarımız hazırdır ve isteklerinde haklılar. İyi örnekler diyoruz buna.

Toplumumuzda özellikle Urfa’da rol model olabilecek üniversite okumuş, yöneticilik yapmış, ticaret hayatına atılmış ve kendini o sahalarda ispat etmiş hanımlar öyle çok var ki bu memnun edici bir durumdur. Bunlar çocuklarımıza daha çok rol model olacaklardır. Biz de çocuklarımızı buralara yönlendirmek zorundayız. Ama bir ay önce de ifade ettim. Kız çocuklarının okula gönderilmeme sebeplerinin birer birer ortadan kalkması çok yakındır. Artık insanlarımız iyi örnekleri görerek süratle onlar da çocuklarının iyi okumasını istiyorlar.

Bölgemizde birçok dernek ve vakıf hiçbir ücret talep etmeksizin dezavantajlı bölgelerimizde çocuklara hizmet sunmaktadır. Başta Valiliğimizin olmak desteği olmak üzere zengin, varlıklı insanların katkılarıyla masrafların karşılandığı, öğretmenlerinin ücretlerinin verildiği ve özellikle kız çocuklarının okuduğu yer olarak hazırlanan okuma salonlarını güzelce sunuyorlar halkımıza. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu üniversiteye yerleştiriliyor. Tamamen varoşlarda -Şanlıurfa’mızın varoşlarında- bunlar açılmış. Her şeyi devletten beklemeden de hizmetin yapılabildiğini dernek ve vakıflar gösterdi. Çok iyi yapıyorlar gerçekten. Bizim birçok kadın derneklerimiz var, kültür merkezlerimiz var. Bu çalışmaları her gün artırıyorlar.   

İnsanlar kendilerine hizmet edildiği zaman size yöneliyorlar, dolayısıyla menfi propagandalar ortadan kalkıyor; çünkü güzelliği görüyorlar. Çocukların eğitim öğretim hizmetleri bir kuruş talep edilmeksiniz karşılanıyor. Bakım, beslenme, giyim kuşamları karşılanıyor. Valiliğimizin destek verdiği bu tür çalışmaların artması temennimizdir. İlin birinci sorumlusu Sayın Valimiz gecesini gündüzüne katıyor. Gerçekten ben böyle bir valiyle çalışmaktan son derece mutluyum ve benim için büyük bir şanstır aslında. Bu alanda her kim ne isterse varım diyor ve hemen imkânları sunuyor. Fazla uzatmak istemiyorum, sözümü tamamlamak istiyorum.

Bugün inşallah Şule Çağlar Hanım projeyi tanıtacak, ileriki günlerde rehber öğretmenlerimiz bu seminerlere alınacak, her ilimizde mevcut olan operasyon ekipleri, çok değerli akademisyenlerimizle beraber çalışacaklar, saha taraması yapacaklar, velilerimizin evlerine gidip ikna çalışması yapacaklar ve arzu ettiğimiz gayeye, amaca inşallah ben ümit ediyorum çok sağlıklı bir şekilde ulaşacağız. Bütün mesele kız çocuklarımızın okullulaşmasının artırılmasıdır. Ben şehrime geldiğimde istatistikî bilgilere baktım ve iyi bir trend izlemiş olduğunu gördüm. İyi gibi geldi bana. Bakıyorum, kız çocuklarının okullaşması %19, 22-25-27-33…  hep bir yükseliş gösteriyor. Bu ümit verici bir şey. İşte bu seminerlerle, bu toplantılarla, çalışmalarla bu proje ile inşallah kız çocuklarımızın okullulaşma oranı daha da artacaktır. Burada -tabi tartışılır ama ben tartışmıyorum-  4+4+4 sistemini hatırlatmakta fayda var. Resmi bir ağız olarak değil de akıl mantık doğrultusunda da söylemek gerekirse son derece çağdaş, modern ve akılcı buluyorum. Zira zorunlu eğitim çağı dört yıl arttırılıyor, yanı 8+4 deyin 4+4+4 deyin…  4 yıl artırılıyor, bu güzel bir şeydir. Bu demektir ki kız çocuklarımız zorunlu olduğu için lise öğrenimini mecburen alacaklar. Bu çalışmalar da bu sistemi destekleyecek tarzda olmasını ümit ediyorum, güzel noktalara doğru geleceğiz. Bu seminerin başarılı geçmesini diliyorum.” dedi.


Daha sonra Psikolojik Danışma ve Rehberlik uzmanı Prof.Dr.Binnur Yeşilyaprak ve Yakut Sundur katılımcılara konuyla ilgili sunumlarını yaptı.

Yenişehir Halk Eğitimi Merkezinde iki gün süren toplantıdan sonra mayıs ayının içerisinde 3200 rehber öğretmene kurs verilecek ve daha sonra okullulaşma projesinin kapsamında saha çalışması yapılacaktır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.