banner2
Öne Çıkanlar Urfa Urfa Haber Sanlıurfa Gaziantep Akçakale

Gurbetçi vatandaşlarımız Erdoğan'la coştu

Başbakan Erdoğan, Köln Lanxess Arena'da  gurbetçilerle buluştu. 18 bin kişilik spor salonu hınca hınç gurbetçilerle dolu. Çok sayıda gurbetçi ise salona sığmadı.

 Avrupalı Türk Demokratlar Birliği UETD'in kuruluşunun 10 yıl etkinliği için düzenlenen Lanxess Arena'daki program Kur'an okunmasıyla başladı. Kur'an tilavetinin ardından bir kaside seslendirildi. Kasideden sonra sunucu 'Ezana hasret soydaşlarımız için ezan okuyacağız" dedi ve iki kişi birden ezan okudu. Ezan'dan sonra salat'u selam getirildi, salondan büyük bir alkış çıktı.

DİYANET İŞLERİ BAŞKAN YARDIMCISINDAN DUA

Daha sonra dua için kürsüye Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz çıktı. Yılmaz, Soma'da hayatını kaybeden madencilerin şehit sayılması için dua etti. Mirac kandili arefesinde böyle bir toplantının düzenlendiğini bu yönü ile toplantının hayırlara vesile olmasını diledi.  

GURBETÇİLER KENDİLERİNE VERİLEN DEĞERİ UNUTMAYACAK

Hasan Kamil Yılmaz'dan sonra kürsüye UETD Başkanı Süleyman Çelenk bir konuşma yaptı. Süleyman Çelenk "Gurbetçiler başbakanını çok seviyor. Başbakanın gelmeden önce bazı dar görüşlülerin yaptığı aleyhte kampanya yapmasını kabul edemeyiz" sözleri salanda büyük alkış aldı. Çelenk  sözlerini şöyle sürdürdü" Avrupalı Türklere tarihimizde en büyük önemi Sayın Başbakan ve çalışma arkadaşları vermiştir. Bunun en büyük göstergesi de gurbetteki vatandaşlara oy kullanma hakkının verilmesidir. Bundan dolayı da Avrupalı Türkler bundan mutlu ve müteşekkirdir."

Süleyman Çelenk'ten sonra kürsüye bu kez Yurtdışındaki vatandaşlarımızdan sorumlu Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler konuşma yaptı. İşler "Buraya ilk gelenler Jön Türklerdi, bugün ise schön Türkler var,  Türkiye artık göç veren ülke değildir, 70 sente muhtaç hiç değildir. Buraya ilk gelen gurbetçilerimizden vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Sizleri Yeni Türkiye'nin mimarı ile başbaşa bırakıyorum " dedi.

Daha sonra kürsüye Başbakan Erdoğan çıktı. Başbakan Erdoğan salonu selamladıktan sonra "Üzerimdeki bir emaneti burada söylemek istiyorum. Türkiye'nin sizlere selamı var. Türkiye'deki akrabalarınızın yakınlarınızın sizlere selamı var. Sadece sizler gurttesiniz. Sizlerin özlemi ile yıllardır bizlerde gurbeti içimizde yaşıyoruz." dedi. Başbakan Erdoğan daha sonra Necip Fazıl'ın Gurbet şiirini okudu.

 Erdoğan satır başları ile şunları söyledi

"Şunu biliniz ki millet olarak sizlere minnettarız, herbirinize müteşekkiriz. Milletçe herbirinizle gurur duyuyor, her birinizle iftihar ediyoruz. Bugün sabrınız, ahte vafanız, ülkem ve milletim için sizlere teşekkür ediyorum.

Geride onur ve gurur dolu 50 yıl bıraktığı için sizlere teşekkür ediyorum.

Rabbim sabrınızı tahammülünüzü artırsın. Rabbim sizleri de bizleri de korusun.

-Sizlere Soma faciasının ardından verdiğiniz destek ve yaptığınız dualar için teşekkür ediyorum.

-Soma'dan 10 kişilik bir madenci heyeti geldi. Oturduk dertleştik. Onlarla görüşmemin arkasından sayın Şansölye ile telefon görüşmesi yaptık. Bize taziyelerini iletti. Soma için neler yapılabileceğini konuştuk. Almanya makamlarına Soma için bize verdikleri moralden dolayı kendilerine şükranlarımı sunuyorum.

-Soma'da facia yaşanırken bundan nemalanmak isteyenler oldu. İstanbul'da Soma'da eylemler yaptılar. İki insanımız hayatını kaybetti.  Ölenlerden birinin kardeşi "Siz bu eylemleri yapmasaydınız kardeşim ölmeyecekti" dedi. Ülkemizde yaşananların hemen buraya yansıması olmuş. Burada bir kısım örgütler, ne yazıkki Soma faciasını kendileri için rahta dönüştürmek için T.C Başbakanı'na hakaretler ediyorlar.

-Bir derginin attığı başlık manidardı. Şahsımı cehenneme gönderiyordu, Cehennemi nasıl biliyorsa.

-Avrupa Birliği Parlamento seçimleri için buradan oy devşiremezsiniz. 17 Aralık, 25 Aralık'ta hopladınız oturdunuz. Benim Milletim size dersi 30 Mart'ta verdi.

-Eğer demokrasiye inancınız varsa, o zaman halkımın verdiği karara da saygınız olacak. Benim milletimin verdiği karara başka birilerinin onay almaya ihtiyacı yok.

-Biz 301 şehidimiz için canımız yanarken birileri bundan nemalanmaya çalışıyor. Tıpkı Türkiye'deki bazıları gibi. Onlar milletime bidon kafalı dediler, birşey bilmez dediler.

-Tayyip Erdoğan, kömür ocağının havasını bilir. Ben masada oturmadım, kömür ocağına indim. Kömür ocağının derinliklerinde 4-5 km gittikten sonra kömür çıkardık, madenci kardeşlerimizle birlikte orada yemeğimizi de yedik. Ama onlar boğazın güzel sularına bakarak demlenenlerden.

-Benim Enerji Bakanım Soma'da o ocaklara girdi, orada çalışanlarla birlikte iftarını orada yaptı. Siz kimlerle neyi değerlendiriyorsunuz. Batı bunu iyi anlaman lazım. Ülkemdekiler ne yazarsa yazsın ne çizerse çizsin 30 martta cevaplarını aldılar bundan sonra da alacaklar.

-Batı hala bizim polisimize fatura kesmeye çalışıyor. Molotof kokteyli ile aracın camı kılındı ve iki polisimiz yandı. O polislerimiz tedavi altında. Olaylarda yaralanan bir başka polisimizin uzun süre şuuru kapalı idi. Ne yapacaktı polisimiz gel bizi yak mı diyecekti.

-Bunlar illegal örgütler, ortada birşey yok, Orası benim semtim, çok iyi biliyorum. Başaramayacaklar, bu işte çözülecek ama öyle ama böyle.

-Avrupada yaşayan 6 milyon Türkler için UETD kuruldu. Açılışını Schröder ile birlikte yaptık. UETD, Avrupa'daki gurbetçilerimizin siyaset ve toplumda rol almalarında önemli rol oynadı. Türkiyeli derneklerin bir olması, birlikte hareket edebilmesi, geç kalınmasına rağmen ortak çıkarlar için birlikte hareket etmesi çok önemlidir.

-Bugün 10. yılını idrak ettiğimiz UEDT'nin bugüne gelmesinde emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Almanya'nın pek çok şehri ile birlikte Avrupa'nın birçok bölgesinde örgütlenen UETD yapılanmasına teşekkür ediyorum. Daha başarılı bir gelecek için yanlarında olmaya devam edeceğiz.

ASİMİLASYONA HAYIR ENTGERASYONA EVET

-Şunu unutmayın birlikten kuvvet doğar. Hacı Bektaşi Veli'nin deyimi ile Bir olacağız, diri olacağız, iri olacağız. Nefas alıp verdiğimiz her yerde uyumu savunduk. Uyumlu bir toplum süretiyle geleceğe yürümeyi savunduk. Özünden taviz vermeden,  asimile olmadan, entegre olmayı savunduk. Bunu bazıları Almanya'da farklı yerlere çektiler. Entegresyon noktasında sizler hiçbir zaman zorluk çıkarmadınız bundan sonra da zorluk çıkarmayacaksınız. Ama asimilasyon konusunda hayır.

Aynısını söyledim yine aynısını söylüyorum. Biz dinimizden dilimizden kültürümüzden taviz veremeyiz.

-2014 yılında 1. Dünya savaşının 100 yılı törenleri olacak. 1914 bizim için de çok önemli. O savaşa bizim atalarımız Almanlarla birlikte savaştı, cephede birlikte mücadele verdi. Almanya ile birlikte çok ağır bedeller ödediğimiz bu savaşın ardından Türkiye Cumhuriyeti devleti kuruldu. Yüzyıllar boyunca Almanya ile kader ortağı olduk.

80 BİN İŞLETME, 40 MİLYAR AVRO VE 400 BİN İSTİHDAM

1960'larda yeniden inşa edilen Almanya'ya Anadolu'dan gelen insanlarımız emeği ve alın teri ile destek verdi. Karşımda ikinci üçüncü kuşak var. Ama sizin babalarınız buraya 60'lı yıllarda geldiler. Buraya işçi olarak gelen kardeşlerimiz işçi olarak kalmadı. Almanya'da 80 bin işletme açtınız, 40 milyar avro'ya ulaştınız. 400 bin istihdama ulaştınız. Almanya'da federal parlamentoda, sanatta sporda önemli başarılara imza atan insanlarımız oldu. Sizlerin başarısı Türkiye'ye çok önemli yansıması oldu. Bugün ikili ticaret hacmi 30 milyar avronun üzerine çıktı. Uluslararası yatırımlarda Türkiye ile Almanya beraber adımlar attı. G20'de Almanya ile birlikteyiz.

-Her yıl 4 milyon Alman vatandaşı Türkiye'yi tercih etti ve birçoğu ülkemize yerleşti. AB sürecinde sizler sayesinde Almanya'nın çoğunlukla desteğin alıyoruz. Bu ilişkileri her alanda çok daha ileri seviyelere taşıyacağız.  

BİZLERİ, DEĞERLERİMİZİ YOK SAYDILAR

-10 yıllar boyunca bizler yok sayıldık. Kürt dediler, Alevi dediler, sünni dediler, değerlerimizi yok saydılar, mütedeyyin dediler, başörtülü dediler, namaz kılıyor dediler, maneviyatımızı yok saydılar. Hüngür hüngür okulların kapısında ağlayan anneler babalar bilirim. Üniversitelerde başörtüleri başlarından söküp alınan yavrularımızı bilirim. Ne dediler, sen işçisin işçi kal, yoksulsun yoksul kal dediler, senin başörtün var senden ancak kapıcı olur dediler. Sen doktor, öğretmen, avukat olamazsın dediler. Parlamentoya giremezsin dediler.

-Bir 27 Mayıs'ta bu milletin sevdiği Adnan Menderes ve arkadaşlarını astılar. O kararı verenler unutuldu. Ama ne Menderes, ne Fatin Rüştü Zorlu unutulmadı.

GEZİYİ BAHANE ETTİLER

-Bizi darbelerle tehdit ettiler,  size Cumhurbaşkanı seçtirmeyiz dediler, biz millete gittik, Abdullah Gül kardeşimizi Cumhurbaşkanı yaptık. Yetmedi geçen yıl Gezi olayları bahane edilerek, Türkiye'nin ekonomisine birliğine kardeşliğine kastettiler, onlara da evallah demedik. 3 milyarı bulan fidan ve ağaç dikimi ile rekorlar üstüne rekorlar kıran bir çevreci iktidar olduk.

-17 Aralık'ta yolsuzluk kılıfı adı altında darbe yapmak istediler. 30 Mart'ta sağ sağlim ülkeyi seçime götürdük. Orada da darbe heveslilerine milletim dersini verdi.

-orada da karşımıza bir de Pensilvanya çıktı. Pensilvanya'da uluslararası çevrelerin maşası olanlar kendi ülkesine ihanet etti. Onlara fırsat vermedik. Türkiye'de kendi yaşam tarzlarını milletin yaşam tarzının üstünde gören elit seçkinci bir zümre var. Alışmışlar millete üstten bakmaya. Ülkeye millete rağmen rota çizmeye alışmışlar.  

KİBİR ABİDELERİNE DUR DEDİK

-Biz bu kibir abidelerine, millete tepeden bakanlara dur dedik. Bu ülkede biz de varız dedik. 77 milyon bu ülkenin sahipleriyiz dedik. Hukuk özgürlük dedik, en önemlisi kardeşlik dedik. 12 Yıl boyunca tarihi nitelikle reformlar yaptık. 30 yıl boyunca insanlarımızı göz yaşına boğan terör olayını durdurduk. Başörtüsü zulmünü bitirdik. 77 milyonun huzuru için çok cesur adımlar attık. Artık benim başörtülü kızım okula gidebiliyor devlet dairelerinde çalışabiliyor.

TÜRKİYE ARTIK HİZAYA SOKACAĞINIZ TÜRKİYE DEĞİL

İçerde kibir abideleri olduğu gibi dışarda da kibir abideleri olduğunu görüyoruz. Türkiye'ye parmak sallamayı, Türkiye'yi tehdit etmeyi, türkiye'nin kalkınmasını engellemeyi kendilerine hak görenler var.  İçerde söylediğimi onlara da söylüyorum. Türkiye artık eski Türkiye değil. Türkiye sizin bildiğiniz Türkiye değil artık, Köprünün altından çok sular geçti. Şu anda batıda Avrupa'da büyüme oranlarına bakıyoruz. En büyüğü ilk çeyrekte 0.8. Almanya.. Biz de ise kesin olarak açıklanmadı ama en az 4 olacak. Çalışıyoruz be, durmak yok, yola devam dedik devam ediyoruz.  Bu bölgede, bu coğrafyada biz de varız.

-Sene 2002, Türkiye'nin IMF'e borcu 23 milyar dolar. Biz o Gezi dedikleri dönemde o borcu sıfırladık. Bizden öncekiler aldılar, biz kapattık.  Merkez Bankası'nın kasasında 27.5 milyar dolar vardı. Şu anda ise 130 milyar dolar. Gezi eylemlerinin olduğu dönemde ise 136 milyar dolar dolayında idi. Devletin borçlanma faizi yüzde 63 iken, biz tek haneli rakama indirdik. Daha da inecek. Biz yüksek faizin bir sömürü aracı olduğuna inanıyoruz.

HİÇ KİMSE BİZE PARMAĞI İLE HEDEF KOYAMAZ

-Bu yolculuğumuz devam edecek.  Büyüyen Türkiye bizim de hakkımız, Bölgesel ve küresel konularda söz söyleme bizim de hakkımız. Artık gündemi belirlenen bir Türkiye yok. Gündem belirleyen bir Türkiye var. Türkiye'yi artık herkes görmek ve hazmetmek zorundadır. Hiç bir kimse, hiçbir ülke hiçbir uluslararası güç parmağını sallayarak bize istikamet çizemez. Hiç bir kimse bizi azarlayamaz. Hiç kimse kendisine hak gördüğünü bizden esirgeyemez.

-İçerde o kibir abideleri ne söylüyorsa dışardaki bazıları aynısını söylüyor. İçerdeki bazı siyasetçilerle dışardaki bazıları aynısını söylüyor. İçerdeki bazı basın organları ile dışardaki bazı basın organları aynısını yazıyorlar.

BÖYLE BİR ÖZGÜRLÜK ANLAYIŞI HANGİ AVRUPA ÜLKESİNDE VAR

-Buradan söylüyorum. Polis, bekçi öldürmek basın özgürlüğümüdür, askere kurşun sıkmak basın özgürlüğümüdür. Cinayet şebekesi terör örgütleri içinde yer alanlar basın özgürlüğümüdür. Acaba avrupanın hangi ülkesinde polise askere kurşun sıkanlara müsamaha gösterilir. Elimde hepsinin belgeleri var. Video ile tespitleri var. Vakti saati gelince onları göseteririm. Acama hangi Avrupa ülkesinde protesto adı altında yıkanlara yakanlara müsamaha gösterilir. Bu kadar eleştireye uğrayan bir lidere diktatör yakıştırması yapılır.

-TOBB zirvesinde anamuhalefet partisi lideri karşımda idi, hem bana diktatör diyeceksin, herşeyi konuşacaksın.  (Erdoğan TOBB ile ile ilgili sözlerini düzeltti, Kılıçdaroğlu'nun Barolar Birliği'ni ziyaret ettiğini söyledi.)

-Recep Tayyip Erdoğan da fanidir. Vakti zamanı geldiğinde bir an bile erken veya geç değil ölümü tadacaktır. Ama Türkiye Cumhuriyeti kutlu yolculuğuna devam edecek, hedefleri ile İnşallah buluşacaktır. Benim şahsım üzerinden Türkiye'ye operasyon çekmeye çalışanlar milletimin dik ve asil duruşunu karşılarında bulacaklardır.

TUZAKLARIN ÜZERİNDE İKİ TUZAK VARDIR

-Biz iktidara manşetlerle gelmedik, manşetlerle de bilsin ki Türkiye'ye rota belirlenemez.

-Mısır'da darbeye darbe diyemeyenler, Türkiye'de bir kısım yargı ve emniyet mensupları tarafından yapılan darbe girişimini iyi okumalarını diliyorum. Türkiye'de idam yok, Avrupa'da idam yok, Acaba AB ülkelerinden bugüne kadar Mısır'da idam kararlarına karşı güçlü bir ses çıktı mı. Niye susuyorsunuz. Hamile hanımlara bile idam kararı verdiler. Bengladeş'te idam kararları var, niye kimsenin sesi çıkmıyor. Özgürlük bu değil, demokrasi bu değil. Biz nefes alıp verdikçe hak nerede ise biz ordayız. Kim ne kurarsa kursun, kim ne provakson yaparsa biz yolumuza devam edeceğiz. Tüm tuzakların üzerinde iki tuzak vardır. Bir halkın tuzağıdır iki hakkın tuzağıdır.

-Avrupa Birliği'ne tam üyelik hedefinden vazgeçmeden reformlarımızı tamamlamaya gayret edeceğiz. Türkiye'siz Avrupa Birliği eksiktir. Bugüne kadar AB'ye emeğimizle fikirlerimizle katkı verdi.  Avrupa içinde yükselen ırkçılğın, vicdanları yaralayan nefretin panzehiri inan Türkiye olacaktır. Evrensel değerlerin Avrupa değerlerin güçlenmesine Türkiye en büyük katkıyı sağlayacak. Nefret suçlarına karşı Türkiye en büyük örnek teşkil edecektir.

SİZ ONURLU BİR MİLLETİN EVLATLARINIZ ASLA BAŞINIZI EĞMEYECEKSİNİZ

-Sizler büyük bir ülkenin, dünya tarihinde söz sahibi olan bir milletin evlatlarınız, sizler tarihi şanlı olan bir ulusun evlatlarısınız. Onun için asla boynunuzu yere eğmeyeceksiniz. Asla kendinizi yalnız hissetmeyeceksiniz. Tüm kurum ve kuruluşlarımız, elçiliklerimiz, konsolosluklarımız, sivil toplum kuruluşlarımız emrinizdedir. Almancayı bulunduğunuz yerdeki dili çok iyi öğrenmenizi istiyorum. Almanya'da bir yabancı gibi durmayın. Artık siz Almanya'nın yabancısı değilsiniz, siz bir Alman vatandaşınız. Siyasete ekonomiye sosyal hayata daha fazla katılım sağlayan. Nice sorunları aştık daha nicelerini de aşarız, İnşallah hep birlikte aşacağız.

-10 Ağustos'ta tarihinde ilk defa Türkiye'de halkın oyları ile Cumhurbaşkanı seçilecek. Ve tarihimizde ilk defa yurt dışındaki tüm vatandaşlarımız bulundukları ülkelerde oy kullancak. Sizler 31 Temmuz-3 Ağustos tarihleri arasında oy kullancaksınız. Oy verme merkezlerine gidip oyunuzu kullanmanızı rica ediyorum. Yurt dışı seçmen kütüklerine gidip mutlaka kayıtlarınızı yaptırınız. Yüksek seçim kurulunun internet sitesinden randevu alın. Oy vermeye giderken mutlaka Nüfus cuzdanı vatandaşlık numaranızı bulundurun.

-Biz henüz adayımızı açıklamadık. İstişare ve araştırmalarımız devam ediyor. En kısa zamanda Cumhurbaşkanı adayımızı açıklayacağız. Cumhurbaşkanının sizlerin oyları ile seçilmesi bir milad olacak. Demokrasi adına bir dönüm noktası olacak. Türkiye daha da güçlenecek ekonomi daha da şahlanacak.

-Mavi kartla ilgili çalışmalar son noktaya geldi. Meclis kapandan bununla ilgili yasal düzenlemeyi yapıyoruz. Yasal düzenlemeyi yapıp Meclis'ten geçireceğiz. Yarın Avrupa Parlamentosu seçimleri var, yarın özellikle o seçimlerde oy kullanımızı istiyorum.

-Salon dışında olanlara karşı sağ duyu içinde evlerinize dönün. Vakarınıza ağır başlılığıztan taviz vermeyeceksiniz. Türkiye'de nasıl birileri kışkırtılıyorsa burada  da aynısı yapılmak isteniyor. Buna asla müsade etmeyeceğiz.

-Rabia işareti içinde, Lazı, Kürdü, Türkü,  tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet,

Kaynak: Haber7

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.